Bitmeyen lig yapmışlar

Yenilirse Hatay düşer cümlelerinin sıkça geçtiği bir maç oynayacağız biraz sonra... İşin tuhafı bütün camia Trabzon'la oynanacak olan kupa maçına kilitlenmiş... Tam kasap et, koyun can derdinde modeli..... İç ses ne diyor Çık oyna abicim... Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol şekli... Tek taviz verme kimseye... Bu minvalde sahaya çıkan takıma ilişiyor gözümüz... Kalede Ersin, savunmada Tayyip Talha, orta sahada Demir Ege ve Chamberlain, değişik tercihler olarak göze çarpıyor. 2 maçlık cezasını dolduran Al-Musrati ve maç öncesi dedesini kaybeden Semih de 11'de. Ligde çoktan kepenk kapatmış olsak da sezonun taraftara veda maçı bu... Beşiktaş'ı 3 ay boyunca göremeyeceğiz Şeref Bey'de. Tribün kültürü olan kimseler için önemlidir son iç saha maçları. Beklenenin üzerinde katılım var tribünde... Yarınki 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı sebebiyle giyilen özel formalar, 200'e yakın şehit yakını ve gazimiz için oluşturulan özel tribün ve deprem bölgesinden maçı izlemek için getirilen çocuklarımız... Maneviyatı son derece yüksek bir maç oluyor... İlk bölümlerde Beşiktaş baskılı, istekli, coşkulu gözüküyor ancak bir türlü beceriyle birleştirip atakların sonunu getiremiyoruz. Özellikle Svensson-Rashica kanadı üzerinden yüklenmeye çalışıyor ancak pas hatalarına takılıyoruz... 15. dakikada Cenk Tosun'la penaltı beklediğimiz bir pozisyon daha gürültüye gidiyor. 27. dakikada Hatayspor'un sol kanattan kullandığı köşe vuruşunda, Top en sağdaki oyuncuya gelene kadar kimse "nereye gidiyorsun" demiyor. Massanga bu ikramı geri çevirmeyip Hatayspor'u öne geçiriyor: 0-1. Golün ardından Rashica'nın girişimleri yine final paslarında sonuçsuz kalıyor. 34. dakikada Chamberlain'in şutuyla başlayan atakta Demir Ege'nin vuruşunda top çizgiden çıkıyor. Aklımıza eski Kapalı'dan "kış kış cinler kış kış" enstantanesi geliyor. Takımın ve tribünün baskıyı arttırdığı anlar yaşıyoruz ama nafile... Tabelada hala yenik durumdayız. 5 dakika sonra, dakika 39'da bu kez Musrati'nin akıl dolu pasını Cenk Tosun dışarı gönderiyor. Beklediğimiz gol bir türlü gelmiyor. İlk yarıyı 1-0 mağlup kapatıyoruz... Üretkenlikteki eksiği gören Serdar Hoca ikinci yarıya orta sahayı değiştirerek başladı. Chamberlain ve Demir Ege, yerini Gedson ve Salih Uçan'a bıraktı. O Gedson, oyuna girdikten 5 dakika sonra ceza sahası dışından öyle bir vurdu ki, bugüne kadar nerelerdeydin dedirtti: 1-1. Ama sezonun genelinde olduğu gibi, sevincimiz yine uzun sürmedi. Bütün defansın uyuduğu bir anda Masuaku da adamına refakat edince, Hatayspor'un ikinci golü geldi: 1-2. Bu golden sonra Serdar Hoca, muhtemelen kupa finali için dinlendirdiği Muçi'yi aldı. 65'te Muçi'den sonra 71'de Aboubakar oyuna girdi. Serdar Hoca kupaya sakladığı hamlelerin hepsini kullanmak zorunda kaldı. 74'te Hatayspor lehine çalınan bir faul düdüğünden sonra bütün takımın hakeme itiraza gidişi bize yine "koca bir sezon neredeydiniz" dedirtti. Gerçi bu 3 dakika bize; Masuaku, Aboubakar ve Muçi ile 3 sarı karta patladı, o da ayrı mevzu... Beşiktaş rahat maç çıkaracak derken hakem kararlarıyla gerildi. Tribünlerdeki gerginliğe bir de Cenk'in kale ağzından kaçırdığı gol eklendi. 90'da Tayyip Talha'nın, 903'te Salih Uçan'ın topları çizgiden çıkarken, yabancı VAR hakeminin uyarısıyla kazandığımız penaltı "kaçan bu kadar golden sonra yenilgiyi hak etmedik" minvalli bir adalet olsa gerekti. Aboubakar Beşiktaş tribünlerini belki de son kez sevindirdi: 2-2. Maç bu golle sona ererken, taraftarı Beşiktaş'ı yeni sezona puan kaybıyla uğurladı. Ve kupa finali öncesi dilimizde eski günlerden, bu sezonun ayıbını biraz olsun örtebilecek bir şarkı kaldı: "Bizim için kupaları kaldırsana Kara Kartal"