Notre Dame'ın değil, TC'nin iki kamburu
Türkiye'nin iki kamburu var.
Ya Recep Tayyip Erdoğan'dan vazgeçeceğiz ya da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi (CBHS) denen ucubeden.
"Ucube"!...
Zira, yeniden yazdırılıp referanduma sunulan anayasanın hiçbir yerinde CBHS'nin adı geçmiyor.
Dünyada bir benzeri bulunmayan bu sistem belli ki ucube bir kambur.
Anayasanın hiçbir yerinde adı geçmiyor. Demek yazmaktan çekindiler.
Ar-haya hukukta da çok iyi bir şey.
Tayyip Bey geçtiğimiz şubatta 70. yaşını kutladı.
Zaman da yıllar da bir kuş! Uçuyor.
20 Temmuz 2009'da 55. yaşının özgüveni içinde konuşuyordu.
"Yaş yetmiş iş bitmiş" deyimini de "70 yaşın siyasette bir kambur olduğu" gerçeğini (!) de ilk kez ondan duyduk.
Deniz Baykal ile Devlet Bahçeli'ye sesleniyordu: "Yıllardır milletvekilliğine doymadınız mı Sizden başka kimse yok mu Ben 55 yaşına geldim. Bir daha ben milletvekilliğine aday olmayacağım. Sen 70 yaşına geldin. Hâlâ söylemiyorsun. Hadi söyle. Ben açıkça söylüyorum.
(20.07.2009-Anadolu Ajansı)
(Sahiden sözünü tuttu. Olmadı da. Kemal Bey'in "Ekmek için E." stratejisi sonucu tek adamlığa dikey geçiş yaptı. 70. yaşını da Saray'ında kutladı.)
Yetmiş yaş mühim. Yıllar sonra kendisinden randevu isteyen eski bakanından (Beşir Atalay) yakınıyordu: "Adam gelmiş 70 yaşına randevu istiyor! Biraz tuhaf buldum açıkçası!"
Kimse kendisi için, "Adam gelmiş 70 yaşına anayasaya çelme takıp 4. defa seçilme peşinde!" demiyor. Diyemiyor.
Siyaset sahiden tuhaf bir şey. Hem de çok.
Siyaset de hukuk gibidir. Gerçeğe ulaşabilmek için doğru soruyu bulup yöneltmeyi gerektiriyor. (İç sesim "Tayyip Bey'i bulursan sorarsın!" diye mırıl mırıl mırıldanmada.)
Doğru soru doğru yanıtı nasıl olsa üretecektir.
Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi'nin (Supreme Court) sorgulama hukukuyla ilgili ilkesi budur.
Doğru soru için de gerçeğe giden unsurları iyi belirlemek ve çok iyi formüle etmek gerekir.
Hukuksal bilgi, birikim, deneyim daha sonra gelir. (Anglosakson hukukunda sanığa sorulması yasak olan sorular vardır; "Karınızı hâlâ dövüyor musunuz" sorusu yanıt "Hayır" da olsa iyi niyetten uzak bir sorudur.)
Soranın hak ve adalet duygusundan uzak olduğu baştan varsayılır, sanığa bu tür sorular sorulmasına izin verilmez.
Hukukta doğru soruyu sormak, en sağlıklı yanıtı almak için ne kadar geçerli ise siyasette de o kadar geçerlidir.
Siyaset de zaten en doğru, gerekli ve geçerli soruları sorup alınan yanıtlarla buna uygun çözümler üretmektir.
Bu anlayış dışındaki sorular ve verilecek yanıtlar halkın gözünü boyamaktan ve vaziyeti idare etme çabasından öte bir anlam taşımaz.
Tayyip Bey ile Bahçeli arasında esaslı görüş farkları var. Birbirlerini gözleme ve izleme içinde Bahçeli "hükümet sistemi"nin bir "hükmetme" sistemine dönüştüğünü çoktan gördü. Tayyip Bey de ortağının hallerini yakın takipteydi.
"PKK önderi Dem Parti grubuna gelsin, PKK militanlarını terhis etme çağrısı yapsın!" projesi ve "terörsiz Türkiye açılımı" Cumhur İttifakı için bir tür ihtiyaç molası oldu.
Bahçeli'nin kalp ameliyatı, Sırrı Süreyya Önder'in vefatı ile mola biraz uzasa da "projenin yürüyeceği" milletin desteğini kazanacağı anlaşılıyor. CHP lideri Özgür Özel