Atatürk ve ana sözü

Bugün Anneler Günü. Ondan söz etmek için bile neden var.

Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evi ilk ziyaret eden Türk başbakanı.

Evin doğru tanımı "Atatürk'ün doğduğu ev". Daha doğrusu "Zübeyde Hanım'ın Mustafa'yı" doğurduğu" ev. Daha daha doğrusu baba Ali Rıza Efendi'nin 47 yaşında ölüp de Küçük Mustafa'nın 7 yaşında yetim kaldığı, yürümeyi odalarında koridorlarında öğrendiği ev...

O ziyaretten akılda kalan ise Reyiz'in, evdeki Kuranıkerim'i incelerken çektirdiği resim.

Demek ki laik Cumhuriyetin kurucusu Kuran okunan bir evin ve ailenin çocuğu.

Gerçi bu bir "gelmişken ziyareti" idi.

AB 2003 yılı zirvesi Selanik'te toplanmış. Ufukta henüz ne "asrın lideri" hedefi var ne "ümmetin önderi" misyonu.

Kervan yolda düzüldü...

Bugün Anneler Günü.

Geçmiş o ziyareti anlamlı kılmayı üstümüze vazife sayalım. Evlerinin öyküsünü bir de Atatürk'ün ağzından dinleyelim:

"Meşrutiyet'in (1908) ilanından çok evvel komitecilik yapıyorduk. Bizim evde bir gece içtima (toplantı) yapmıştık. (...) Bizim odaya bakan hizmetçi, bunları ve müzakerelerimizi anama haber vermiş. Anam hasta ve ihtiyar. Yatağından kalkmış. Bizim odanın kapısına gelmiş ve kısmen ne konuştuğumuzu da dinlemiş. Tekrar odasına gitmiş. Daha sonra arkadaşlar evi terk ettiler. Uyumakta olduğunu zannettiğim anam yanıma geldi.

Bana dedi ki:

- Çocuğum bir şey anlamak istiyorum. Sen ve arkadaşların yedi evliya kuvvetindeki padişaha isyan mı ediyorsunuz

Anama ne yapmak isteğimizi söylemek istemiyordum. Ama her şeyi görmüş ve duymuş. Artık ondan ve kardeşimden hakikati gizlemeye lüzum görmedim. Onları tenvir etmeyi (aydınlatmayı) tercih ettim:

- Evet anne dedim, senin yedi evliya kuvvetinde farz ettiğin adam hiç de bir kuvvete malik değildir. Biz burada toplanan insanlar memleketi bu zalimlerden kurtarmak istiyoruz. Senin aklın buna ermeyebilir. Yahut evladın olduğumu unutursun. Gider evliyalara kavuşursun!

Anam o vakit dedi ki:

- Evladım siz acemisiniz. Mademki böyle şeylerle uğraşıyorsunuz, beni yaptığınız işlerden haberdar ediniz ve gizli şeylerinizi bana veriniz. Hem çok dikkat etmelisiniz. Ne yapayım, tek erkek evladımsın. Senin mahvolmanı istemiyorum.