At binenin

Aradan neredeyse yirmi zaman geçti. Kimse at ve seyislik üzerinden birilerini iğneliyor diyemez. Yani inşallah diyemez.

Siyaset, Arapça malum, "at idare eden kişi" anlamında "seyis" sözcüğünden türeme. At binmek, at idare etmek, at terbiyesi anlamınadır.

Siyasetin iyi yapılması ise ata doğru binilmesi ve elbette düşülmemesini gerektirir. Memleketin de bir at gibi yerelde, genelde rikkatle, dikkatle, hünerle ve şefkatle idare edilmesidir. At niyetine halkın sırtına binildiği haller de olur. Hem de bazen çok olur. Ve uzun süre olur. O ahvalde halk huysuzlaşır bineni sırtından atıverir.

Siyaset sözü altı yüzyılı aşan Osmanlı döneminde daha önce beylikler döneminde hep siyaset idi, hep siyaset denirdi. Bunda halkın at, avrat, silah diye özetlenen önceliklerinin büyük payı olmalı.

Siyaset, halk için olmasa da genellikle siyasetçiler için hayatın kendisidir. Ama yine de kimi öncü biniciler için siyaset, üzerinde "çekiniz" yazan kapıyı "iterek" açmaktır. Bu nedenle çoğu kez, siyasi hayatın derin gerçeklerini onlar bulamaz, derin gerçekler gelir onları bulur. Bu gibilerin siyasi yaşamlarının ilk yarısında ülkeye gerçekten hizmet etme kapasiteleri vardır. Ama buna koşullar elvermez. İkinci yarısında ise koşullar elverir ama artık kapasiteleri kalmamıştır.

Siyasetin biri genel, öteki özel iki büyük kuralı vardır. İlkini herkes deneyebilir. Sonunda yeterince çaba göstermişse istediğini elde eder. Özel kural ise her siyasetçinin az ya da çok bu kuralın istisnası olduğudur.

Siyaset nadiren tek yönlüdür: Biraz kaybedersiniz, biraz kazanırsınız. Bazıları için siyasetin vazgeçilmezliği daha çok bundandır.

Siyasette başarı, kimi kez düşünülenden daha da kolaydır. Bütün yapmanız gereken imkânsızı kabul etmek, vazgeçilmezden vazgeçmek ve tahammül edilemeyene tahammül etmektir. Çünkü siyaset biraz vaat, biraz tehdit, az sevgi, daha çok korku demektir.