Selâhaddîn-i Eyyûbî hazretleri, Eyyûbîler Devleti'nin kurucusudur. 1137'de Tekrit'te doğdu. 4 Mart 1193 târihinde Şam'da vefât etti. Bugün onun vefat yıl dönümüdür. Rahmetle yâd ediyoruz... Selâhaddîn-i Eyyûbî, Mısır Sultânı olunca, Orta Doğu'da çıbanbaşı olan Haçlıları bölgeden atmak için, büyük bir faaliyet içine girdi. Bu durum, başta Papalık ol
Seyyid Emir Gilâl hazretleri, Silsile-i aliyyenin on dördüncüsüdür. Hazret-i Hüseyin'in soyundandır. Buharâ'nın Sühârî kasabasında doğdu. 772 (m. 1370) senesinde aynı yerde vefat etti... Evliyanın meşhurlarından olan Muhammed Bâbâ Semmasi'nin talebesi ve Behaeddin-i Buharî hazretlerinin hocasıdır. Pehlivandı. Gençliğinde güreş yapardı. Sonra çömlek
Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretleri, büyük velilerdendir. Silsile-i aliyyenin on üçüncüsüdür. Râmiten ile Buhârâ arasında kalan Semmâs köyünde doğdu. 755 (m. 1354) senesinde aynı yerde vefat etti.Tasavvuf ilmini büyük âlim Ali Râmitenî hazretlerinden öğrendi. Onun derslerinde ve sohbetlerinde yetişip, tasavvufta yüksek dereceye ulaştı. Hocası, kendisi
Bugünlerde "Depremde vefat edenler şehit mi" suali çok soruluyor...Elbette herkes şehit olamaz. Şehit olmak veya şehitlik sevabına kavuşabilmek için Müslüman olmak şarttır. Müslüman bir kimse, çok günahkâr olsa da mazlum olarak öldürülse, şehit olur.Şehitler de çeşit çeşittir. Çok günahkâr biri ile salih birinin şehitliği arasında çok fark vardır.
Ali Râmitenî hazretleri, Silsile-i aliyyenin on ikincisidir. Buhârâ'nın Râmiten köyünde doğdu ve 721 m. 1320 senesinde yüzotuz yaşında Hârezm'de vefât etti... Dokumacılık yapardı. Dokumacıların şeyhi manasına (Pîr-i nessâc) ismi ile meşhûrdur... Bir gün, Ali Râmitenî hazretlerine bir talebesi yemek getirmişti. Ona "Getirdiğin bu yemek, sıkıntılı b
Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberlerden sonra, insanların en üstünüdür. Aşere-i Mübeşşerenin yani Cennetle müjdelenen on sahabenin birincisidir. Peygamber Efendimizin kayınpederi, Hazret-i Âişe'nin babasıdır. Eshab-ı kiramın en çok ilim sahibi olanlarındandı. İslami ilimlerin bütün meselelerini bilirdi. Nitekim Resulullah Efendimiz "Göğsümdeki marifetl
Ebul Hasan-ı Harkânî hazretleri, Silsile-i aliyyenin altıncısıdır. İsmi Ali bin Câfer, künyesi "Ebü'l-Hasan"dır. "Harkânî" diye de meşhur olmuştur. İran'ın Horasan bölgesindeki Bistam'ın bir kasabası olan Harkan'da doğdu. 1034 (H.425) senesinde Harkan'da vefât etti.Bu mübarek zat, büyük İslam âlimi Bayezid-i Bistami hazretlerinin ruhaniyetinden ist
Dinimizde bilinmesi zaruri olan şeyleri her Müslümanın bilmesi lâzımdır. Bilmemek özür olmaz. İnsan yaptığı şeyi niçin yaptığını bilmesi lâzım. Yapılan işler için "Bilmediğim için yaptım" demek insanı vebalden kurtarmaz.Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri ve hele kadınlar, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayram
Bayezid-i Bistami hazretleri, Silsile-i aliyyenin beşincisidir. "Arifler Sultanı" diye meşhurdur. İsmi Tayfur'dur. Üveysî idi. Kendisinden kırk yıl önce vefat eden imam-ı Cafer-i Sadık hazretlerinin ruhaniyetinden istifade etti. 113 âlimden ilim öğrenmiştir. Son derece âlim, fâdıl ve edip idi...Çocukken bir gün cami avlusunda oynuyordu. Şakik-i Bel
Müslüman olan milletlerin tarihine bakıldığında, çoğunun kendiliğinden Müslüman oldukları görülür. Meselâ, Hazret-i Ömer, Kudüs'ü alınca, Hıristiyanlar cizye vermeyi kabul ederek, Kudüs'ün anahtarlarını hazret-i Ömer 'e teslîm ettiler. Böylece kendi devletleri olan Bizans'ın ağır vergi ve işkencelerinden, eziyet ve cefâlarından ve zulümlerinden kur
© 2016