AKP'deki dönüşmeler

2008'de başladığı Yeni Asır Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğinden 2017'de ATV Ankara Temsilciliği görevine ve oradan da AKP İzmir Milletvekilliğine terfi eden ve bir gazino işletmecisinin kızı olan Şebnem Bursalı'nın tatilde Monako'da yediği ıstakozun görüntülerini sosyal medyada paylaşması bir dalgalanmaya sebep oldu.

Hemen ardından TBMM'de Çankırı'yı üç dönem AKP milletvekili olarak temsil etmiş ve son seçimde Çankırı'dan Belediye Başkan Adayı da olmuş olan kıdemli siyasetçi Hüseyin Filiz'in Maldivler'de torunu torbasıyla yaptığı tatilin pozunu paylaşması işin tuzu biberi oldu.

Birileri bu tür haberlere "siyasetin magazini olarak" bakıyor olabilir.

Mesela Fatih Altaylı'nın "ıstakoz kuru yenmez, yanına hangi marka şarabı içtiler acaba" diyerek dalga geçmesi bu neviden.

AKP'nin "sağ" duyusunu temsil ettiğini zanneden Serdar Arseven ve Mücahit Birinci gibi "dinde hassas" dostların bu durumu her zamanki gibi -ve kendilerince haklı olarak- eleştirmiş olmaları bizim için önemli.

Ama yine de biz olaya başka taraftan bakıyoruz.

Zaman zaman, "Özal'ın ANAP'ı"nı tüketen "Semra Özal ve Papatyaları" benzeri bir olgu olarak "AKP'nin Papatyaları"ndan bahsedilir.

Bize göre "Erdoğan'ın AKP'si"ni bitirecek olan şey, içindeki bu türden farklılıklar değil. Zira farklılıklar olmadan "kitle partisi" olunmaz.

Zaten ANAP'ı bitiren de sadece Papatyalar değildi. "ANAP eşittir Özal" formülü idi. Bu formül bugün "AKP eşittir Erdoğan" olarak geçerli. Dolayısıyla yakın bitişte taze Papatyalar sadece bir bahane olur.

Bu türden magazinvari haberlerle ilgili olarak bizce asıl mesele, "tek adam"lığa ve o tek adama yaranmaya işaret eden hatalı müdafaa taktikleri...

Nitekim Şebnem Bursalı'nın, sosyal medyadaki tartışmalar üzerine "durumu düzeltmek" için yaptığı ve bir özür beyanı da içeren vahim açıklamadaki duruş ve yükleniş de bunu gösteriyor:

"... hiç adetim olmayan bir yemek paylaşımı yapmam kamuoyunda haklı tepkiye sebep olmuştur. 30 yıllık gazeteci ve şimdi de milletvekili olarak sosyal medya paylaşımlarımda bugüne kadar yapmadığım bu hata için tüm kamuoyundan özür dilerim. Mensubu bulunmaktan onur duyduğum partim ve yolunda yürümekten her nefesimde şeref duyduğum Sn. Cumhurbaşkanımızın da bu sebeple hedef alınmasından dolayı üzüntüm sonsuzdur. Asla kötü niyet taşımayan ve yazılan hiçbir ücretle yakından uzaktan ilgisi olmayan yiyecek ve konuyla ilgili samimi üzüntümü ifade ederken, bunu fırsat bilip Antalya'daki teleferik faciasını unutturmak üzere gündem değiştirmeye çalışanları da çok iyi anlıyorum! ... elim olayla ilgili tek bir söz etmeyenlerin, ne amaçla bu olayı çarpıttığını da biliyoruz!"