Emanetçi Türk hekimler ve hâkimler

Türk Tabipler Birliği'nin paylaştığı bilgiye göre, özellikle son üç yılda yurtdışına taşınmak isteyen doktor sayısında büyük artış var. Son on senede toplam 4 bin 891 genç doktor Türkiye'den yurtdışına göçmüş.Yine teyit.org'un haberine göre Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Muharrem Baytemür, sadece Ocak ayında bu maksatla Kuruma başvuran hekim sayısının 184 olduğunu söylemiş. Ailelerin gençleri yönlendirdiği iki büyük meslekten biri olan tabiplerde durum böyle. Bunların önemli kısmının "...öcü" damgasıyla damgalanmış kişiler olduğunu tahmin etmek zor değil. Üstelik son alt senede KHK ve OHAL uygulamaları ile devletle ilişkisi kesilmiş olan tabiplerin Türkiye'de özel sektörde çalışmalarının önü kanunla açılmış olmasına rağmen, adeta "kaçan kaçana". Gidenler gittiği yerlerde neticede tabiplik yapacak. İnsana ve insanlığa faydalı olacak. Artık evrenselleşen "tabip seçme hakkı" kapsamında "benim için fark etmez, beni Türk hekimlere de emanet edebilirsiniz" diyen her hastaya bakacaklar. Gidenlerin siyasetle ve siyasetlerle ve siyasî meselelerle ilgileri sınırlı olacak. Yani bu grup açısından ana mesele yetişmiş insan gücü (uzman) kaybıyla ilgili. İkinci büyük meslek olan hukukçular açısından durum nasıl Orada durum daha da vahim. Zira şu ya da bu sebeple ve şu ya da bu şekilde bir kere "...öcü" damgası yemiş olan hukuk mezunlarının devlette çalışmasına izin verilmediği gibi avukatlık yapmasına da izin verilmiyor. Türkiye'den çıkmayan ya da çıkamayan hukuk mezunlarından imkân bulanlar avukatlık bürolarında imza yetkisi olmadan "fiilî avukat" olarak çalışıyorlar. Kalanı perişan. Bu sebeple onlar da ilk fırsatta yurt dışına çıkıyor ya da kaçıyorlar. Ancak hukukçuların gittikleri yerlerde mesleklerini icra etmeleri doktorlar kadar kolay değil. Aynı şekilde hukukçuların gittikleri yerlerde sahip olacakları sosyal statü de farklı. Hukukçular meslekleri gereği yönetimle ve siyasetle ilgililer. Gitme sebeplerini ifade ettiklerinde dahi ister istemez kendi meslekî konuları hakkında söz