Çocuktan al iniş haberini

Siyasetin yeni gündemi, sekiz on yaşlarındaki kirli dilli temiz kalpli çocuğun samimî diliyle kırdığı potla aslında kimin nesini kırdığı.Üstelik daha geçen hafta "Sezen Aksu'nun dilini koparacaktık, elimiz kaydı, dilimiz elimize geldi, hay dilimiz kopsun" tartışmaları üzerinden sivri dilli bir üslûp muhabbeti yaşanmışken. O kirli dili o yaştaki çocuklara aşılayan ana babaların ve sosyal çevrenin etkisini ve ıslahının çarelerini uzmanlar konuşacaktır. Ama yıllarca konuşsa bitiremeyecektir. O kirli dilin ana babaları üzerinden çocuklara inmesini sağlayacak kadar kötü siyaseti yapanlardan ise bu ülke en kısa zamanda kurtulmalı. Erdoğan'ın basireti bağlı. Sahneye çağırdığı çocuğun, ana muhalefet liderine "hain" demesini ya algılayamıyor ya da algılamış, ama yadırgamıyor. Anladık. Ama Erdoğan'ın etrafındaki o kadar "aklı başında" adamın da mı basireti bağlanmış. Hayır. Sanmıyoruz. Onlar da, aynen Erdoğan gibi, bu söylemi son derece normal görüyorlar. İçlerinden biri bile o çirkin sözü duyunca uyanmıyor. "Bu ifadeler en azından siyaseten yanlış oldu, cumhurbaşkanını ikaz edeyim, düzelttireyim" demiyor, diyemiyor. Sebebi ise son derece basit. Hepsi net mottolarla kurgulanmış basit ve sade bir hayat yaşıyorlar: - Erdoğan yapmışsa hikmet vardır. - Erdoğan susmuşsa bir hikmeti vardır. - Erdoğan gülmüşse vardır bir hikmeti. - Erdoğan konuşturmuşsa elbet bir hikmeti vardır. ... Hikmet bulmayanlar saraylarda asla makbul değiller. Hele eleştirenler... Onlara "hain" bile az gelir. Bu sebeple Kemal Kılıçdaroğlu'nun o akşam sıcağı sıcağına mikrofon