CHP'den ders al Mösyö Lö Pen!

Fransa'da önceki günkü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "aşırı sağcı" denilen rakibi Le Pen'i açık farkla (bizdeki tabiriyle sandıkları patlata patlata) yenen Macron yeniden cumhurbaşkanı olmuş.Biz iki liderin canlı yayında başörtüsü tartışması yapmasından çok memnun olmuştuk. Bir İslam ülkesi olan Türkiye'ye asla yakışmayan bu tartışma artık İslam'a kucak açmaya hazırlanan Avrupa'nın meselesidir ve kazananın kim olacağı da bellidir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem kendisini ve hem de partisini bu konuda dönüştürmeyi önemli ölçüde başarmıştır. Bediüzzaman'a ait kavramsallaştırmayla, şeair de denilen "toplumsal dinî motifler" jakoben ve militan laiklik bahaneleriyle yasaklanamaz. Bunları yasaklamak din ve vicdan özgürlüğüne ve özgürlüklere saygılı laikliğe açıkça aykırıdır. Tek parti döneminde "halka rağmen ve halk için" denilerek yapılan devrimleri "benim dönemimde yapıldı, demek ki doğruydu" diyerek ölümüne savunan eski CHP artık yok. Bu, Türkiye'de dindar demokratların başarısıdır. Dini siyasetine alet edenlerin, bilhassa 1994 sonrasında kendileri sayesinde artan ve iki taraf da çektiği ipi gevşetmeye yanaşmadığı için kördüğüme dönüşen ve sonra ancak karşı tarafın ipi gevşetmesi ile çözülebilir hale gelen ve fiilen çözülen başörtüsü meselesi için "bizim sayemizde halledildi" demeleri tam bir açmazdır. Aynı kitlenin "CHP bizim sayemizde dönüştü" demelerini bekleriz ama onu da -yarım ağızla bile olsa- diyemiyorlar, zira CHP'nin dönüşümünü, kendileri için istismar alanı daralması ve oy kaybı olarak gördükleri için hazmedemiyorlar. İşte biz CHP'nin bu başarıyı Avrupa'ya da taşımasını bu sebeple de canugönülden istiyoruz. Zira başörtüsü, minare, ezan, "elbaki hüvelbaki"li mezar taşı ve hatta oruca ve oruçluya ibadeti sebebiyle