Zengin şehir Tokat

Festival, genellikle coğrafik sınırları belli bir topluluk tarafından yapıldığı yerin amaçlanan özelliklerini öne çıkaran etkinlikler bütünüdür. İlk defa 1200'lü yılların başında görülmüştür. Anadolu'da Selçuklu döneminde başlayan panayırlar Osmanlı döneminde de önemini artırarak sürmüştür. Tokat ilinin ilçesi ZİLE'de Osmanlıdan beri süregelen panayır geleneği var ve bildiğim kadarıyla yaşatılmaya da çalışılıyor. Bu panayır çok önemli çünkü Osmanlı fermanıyla kurulmuş, yaklaşık 600 yıllık tarihi olan ve Anadolu'daki 6 ya da 7 büyük panayırdan biri... Anadolu'da kurulan belli başlı panayırlar; YAPRAKLI-ANKARA, ZİLE, AMASYA, BUCA-İZMİR, BALIKESİR, ÇAN VE GÖNEN panayırları. Panayırlar daha çok günümüzün fuarları gibi görünür. Ancak eğlence ve yeme-içme kültürüne verdiği önem göze alındığında, belirli bir amaç ile doğru yapılan festivaller panayır sözcüğünün karşılığı olabilir. HER DETAYI DÜŞÜNÜLMÜŞ Bu çerçeveden bakıldığında Tokat yüzyıllara dayanan birikimiyle ulusal ve hatta zaman içinde uluslararası bir festivalin en doğru adreslerinden biri olabilir. Bir hafta önce gastronomi anlamında ZENGİN bir şehirde, zengin bir gastronomi festivalindeydim. Zengin olmak çok geniş bir kavram, peki bir şehrin zengin olması ne demek İnsan anlamında zengin, tarım anlamında zengin, lezzet anlamında zengin, tarih anlamında zengin, kültür anlamında zengin ve bütün bu zenginliklerini paylaşabilen yüreği ile ZENGİN. Niye böyle diyorum hakikaten belki de son zamanlardaki en değerli en iyi altyapıya sahip ve detayları ince düşünülmüş bir organizasyondu. Gastronomi festival düşüncesiyle ilklerdendi, elbette eksikleri de vardı. Ama ileriki zamanlarda ülke çapında ses getirecek çok daha iddialı olabilecek bir festivalin ilk adımları demek de sakınca yok. Güçlüydü, çünkü Cumhurbaşkanı'nın eşi Sayın Emine ERDOĞAN da katıldı ve yaptığı konuşmada "Hibrit tohumlar, GDO ve fast food kültürü, insanların sadece fiziksel sağlıklarını değil, iç dünyalarını da değiştiriyor. Sofra kültürümüzü, yiyeceklerle kurduğumuz ilişkiyi ve en başta yiyeceğe, 'nimet' anlayışıyla yaklaşımımızı temelden sarsıyor. Buna rağmen, son zamanlarda, dünya çapında bir uyanışın ayak seslerini işitiyoruz. Doğal beslenme pratiklerinin, yeni isimlerle tekrar, yaşantımızda yer edindiğini görüyoruz. Bu vaziyet, mutfağımızın insana hem ruhsal hem de bedensel şifa sunan doğal reçetelerini, dünyaya tanıtmak için bir fırsattır. Öte yandan, mutfağımızın tabiat dostu karakteri, insanların tabiatla yeniden tesis etmek istedikleri, dengeli ilişki arayışlarına da önemli bir çözümdür" sözleri uzun zamandır duymak istediğimiz sözlerdi. ESTETİK VE LEZZET FIŞKIRIYORDU Tarım Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Millî Eğitim Bakanı da organizasyona katılmışlardı onlar da umut veren konuşmalar yaptı. Bu tür