Abdüllatif Uyan

Türkiye

"Kimsenin kalbini incitmeyin!"

Mekke-i mükerreme'de dünyâya gelenSeyyidet Nefîsehazretleri, bir gün bâzı hanımlara;"Hiç kimsenin kalbini incitmeyin, velev ki, kâfir bile olsa"dedi.Hanımlar şaşırdı."Kâfirlerin de mi""Evet, onların da kalbinikırmayacağız.""Ama onlar Allah'ı inkârediyor" dediler.Seyyidet Nefîse;"Olsun, öyle de olsa hiç kimsenin kalbini kırmaya hakkımız yoktur. Kalp

"Korkma! Rabbim seni gizler!.."

Mekke-i mükerremede dünyâya gelenSeyyidet Nefîsehazretlerinin zamânında zâlim biri vardı. Suçsuz bir Müslümana zulmetmek için harekete geçti.Adamları geldiler.Götürmek istediler.Adamcağız;"Bana biraz mühlet verin, bir yere gitmem lâzım" dedi.Onlar da izin verdiler.Doğruca Seyyidet Nefîsehazretlerine gitti ve ona;"Falan zâlime gidiyorum. Duâ edinde

Fakir kadının bohçası!..

Mekke-i mükerreme'de dünyâya gelenSeyyidet Nefîsehazretleri, evliyâ hâtunlardandır.O devirde fakir bir kadın vardı.Dört kızı, hafta boyu iplik eğirir,bu da onları satar ve böylecegeçinip giderlerdi.Bir gün iplerini aldı.Sonra çıktı evden.İplik bohçasını başında taşıyordu ki, bir "kartal" uzaklardan bu kadına doğru süzüldü ve başındaki "bohçayı" kap

"Hocam hasta, dua edin efendim"

Bir gün İmâm-ı Şâfiî hazretleri hasta oldu. Bir talebeyi Seyyidet Nefîse hazretlerine gönderip;"Seyyidet Nefîse'ye git, şifâ için duâ iste!"buyurdu.Talebe "Peki" dedi.Ve gidip çaldı kapıyı...Kapı açılınca;"Efendim, hocam çok hastadır, şifâ için sizden duâ istiyor"diye arz etti.Nefîse hazretleri;"Allahü teâlâ hocana hayırlı şifâlar versin!"diye duâ

"Sıkıntın nedirevlât"

Mısır'da yaşayanMuhammed Şüveymîhazretlerinin kabr-i şerîfide bu yerdedir...Bir gün sevdiği bir genç geldi.Ancak "üzüntülü" hâli vardı."Sıkıntılısın evlât.""Evet efendim, hem de çok.""Hayırdır, neyin var""Efendim, ben bir kıza âşık oldum.""Olabilir, kim bu kız""Komşumuzun kızı efendim. Evlenme teklîf ettim, reddetti. Delireceğim."O gence dergâhın b

"İyilerle bulunmaya gayret et!.."

Bağdat'ta yaşayan evliyâdanSırrî-yi Sekatîhazretlerinin kabr-i şerîfi, Bağdat'tadır.Bir gün Lübnan'dan biri gelipSırrî-yi Sekatî hazretlerine;"Efendim, falan kimseden size selâm getirdim" dedi.Büyük velî de;"Aleyküm selâm!"dedi ve sordu ki:"Tekrar dönecek misin Lübnan'a""Döneceğim efendim.""Öyleyse selâm söyle ve benim tarafımdan ona,'Dağ başında y

Günâh işleyen huzursuz olur!

Evliyânın büyüklerinden olanSırrî-yi Sekatîhazretlerinin kabr-i şerîfi, Bağdat'tadır.Bu mübarek zât yaşadığı bir hâdiseyi, şöyle anlatıyor:Çarşı içinde bir dükkânım vardı ki, orada alım-satım işiyle uğraşıyordum.Bir akşam evdeydim...Yalnız oturuyorken;"Çarşı yanıyooor!"diye bir ses duydum.Hemen koşup gittim.Bütün dükkânlar yanmıştı.Yalnız benimki y

"Kim hakkıyla zikrederse..."

Sehl bin Abdullah Tüsterîhazretleri, Horasan evliyâlarındandır.Basra'da vefât etti.Ömrünün sonlarında, el veayakları hareket etmez oldu.Namaz vakitleri hâriç...O vakitlerde açılırdı.Namaz bitince, yine eskisi gibi hareketsiz olurdu...Bir sohbetinde;"Kardeşlerim! Allahü teâlâyı hakkıyla zikreden kimse, ölüyü diriltmeyi kastederse, ölü dirilir"buyurd

"Bana Şâd-ı dil'i çağırınız!"

Sehl bin Abdullah Tüsterîhazretleri; ölüm hastalığında son nefeslerini veriyordu ki, talebeleri;"Efendim, yerinize kimi bırakıyorsunuz" dediler.Buyurdu ki:"Şâd-ı dil'e bırakıyorum."Talebeler şaşkın hâlde birbirlerine bakıp "Hocamızın aklı gitti" dediler.Zîra bir kâfirin ismiydi bu.Sesler yükselince;"Kalkınız, bana Şâd-ı dil'i çağırınız!"buyurdu.Önc

"Dünyaylaişin kalmadı ey nefsim!"

Horasan evliyâlarındanSehl bin Abdullah-ı Tüsterîhazretlerine, annesinden çok mal kaldı.Hepsini fakîrlere dağıttı.Kimde ne alacağı varsa onlara bağışlayıp hakkını helâl etti.Sonra da Kâbe-i şerîfitavaf için yollara düştüKendi kendine;"Ey nefsim! Dünyâyla işin kalmadı. Sana, bundan sonra âhiret lâzım. Sakın dünyâlık bir şey isteme benden. Hem istese