Bediüzzaman, Nikola'ya karşı izzet-i ilmiyesini koruyor

Bediüzzaman'ın Hayatı'ndan Tesbitler-243Bediüzzaman, büyük esirler kampında iken ve henüz dağıtım yapılıp Türk subayları ile birlikte bir fabrikanın uzun bir koğuşuna götürülmeden evvel, esirleri teftişe gelen Rus Başkumandanı Nikola Nikolaviç büyük bir askerî merasimle karşılanır. Bütün esirler ayakta ona karşı "selâm dur" şeklinde kıyam ettikleri halde, Bediüzzaman Hazretleri, meydanda hiç bir şey yokmuşçasına, vaziyetini bozmayıp, yerinden kımıldamamış. Hatta bir rivayete göre, misvâkının ucunu açmakla meşgul gibi görünmüş. Mustafa Sungur Ağabey'in Üstâd'dan duyduğu ise şöyle: "Rus kumandanı geldiği vakit, ben oturmuş ve iki elimle bacaklarımı kavramış vaziyette idim. Baktım, iki tarafımdakiler kalkmışlar" diye söylemiş. Tâbii kumandanın hemen nazar-ı dikkatini celbetmiş. "Beni herhalde görmediler" diye bir, iki ve üç defa kast-ı mahsusla yanından geçmiş. Fakat Bediüzzaman hiç vaziyetini bozmamış ve ehemmiyet vermemiştir.1 Bu hadiseyi bir de şahitlerin dilinden ve yazılarından okuyalım. Sinan Omur anlatıyor: Bediüzzaman Bitlis'te esir düştüğünde Sibirya'daki2 esir kamplarından birisine sürülmüştü. Esarette kampta iken şöyle bir hadise cereyan ediyor: Başkumandan bir gün esirleri teftiş için kampa geldiği zaman bütün esirler ayağa kalktığı halde Bediüzzaman oturmuş vaziyette, ayaklarını da ileriye atmış, elindeki bir çomağı çakısıyla sivriltmektedir. Rus orduları Başkomutanı Nikola, Said Nursî'nin önünden geçtiği halde, o hiç tavrını bozmuyor ve elindeki çomağı sivriltmeye devam ediyordu. Tekrar önünden geçtiği halde kendisiyle hiç ilgilenmiyor. Tafsilatını bildiğimiz hadiseyi bana anlatan Fahri Kırkalı, "biz böyle bir kahraman görmemiştik" diye çok hayran bir şekilde bu hadiseyi çok uzun olarak bana anlatmıştı.3 Eşref Edip Fergan anlatıyor: Merhum Üstad, Umûmî Harp'te Ruslara esir olduğu zaman, buna benzer bir hâdise cereyan etmişti. Rus kumandanı esirleri teftiş esnasında Üstad kumandanın selâmını almıyor, yerinden bile kalkmıyor. Bu hareketten kumandan hiddetleniyor. 'Belki görmemiştir' diye tekrar önünden geçer. Fakat Üstad yine yerinden kalkmayınca, kumandan tercüman vasıtasıyla, 'Herhalde beni tanımadılar' diyor. Üstad 'Hayır!' diyor. "Tanıyorum, kumandan Nikola Nikoloviç!' "Kumandan, 'Şu