Ümit Zileli

Korkusuz

İki insan!..

İlhan İrem'in de sonsuzluğa karıştığı haberini aldığımda, Demirtaş Ceyhun'un 13. ölüm yıldönümüne saatler kalmıştı... Ceyhun'un en büyük ve çekişmeli eserlerinden "Ah Şu Biz Karabıyıklı Türkler" kitabı elimde kalakaldım... Uzun yıllar sonra yeniden basımı yapılan bu değerli kitabı özellikle gençlere anlatmak amacıyla okurken, Demirtaş ağabeyin en s

İnsanlığın sefil halleri!..

Fransa utanıyor!.. 2. Dünya Savaşı sırasında Alman Nazilerinin tecavüzünü en ağır şekilde yaşayan Fransızlar, bir faşiste oy vermenin derin şokuyla ve de üzerinde "utanıyorum" yazılı tişörtlerle sokağa dökülüyor... -Fransa ile birlikte ben de utanıyorum!.. Tıpkı, faşistJörg Haider'i yüzde 27 oy oranıyla iktidara getiren Avusturya ile birlikte utand

Ülkeyi göz göre göre çökertiyorlar!

Ne demişti yıllar önce iktidar cenahından bir muhterem anımsıyor musunuz Madem imam hatip açamıyoruz, tüm okulları imam hatip yaparız!.. Sözlerinin eri çıktılar, henüz tüm okulları olmasa bile ülkenin en yetkin, başarılı okullarının çanına ot tıkamayı başardılar!.. Çöküşün yadsınmaz sonucu bir tokat gibi çarpıyordu koca bir milletin yüzüne!.. Ekono

Kuvayı Milliye'nin başkentinde...

Kuvayı Milliye'nin başkenti Balıkesir'e Bay Kemal ile birlikte gittik... Bay Kemal dediysem, Kemal Kılıçdaroğlu değil tabi, Artvinli Kemal Güven! Kılıçdaroğlu'nun "Bay Kemal" olabilmek için saydığı vasıflara sahip, adalet duygusu yüksek, ilerici, asla kul hakkı yemeyen arkadaşımıza biz taktık bu ismi! Gömeç-Artur'da Zeytin isimli küçük, sevimli ve

Utançtan yüzünüz kızardı değil mi!

Tarım ve Orman Bakanı sıfatlı muhterem Türk büyüğü tee cehennemin dibindeki Venezuela'dan seslendi... Ne yapıyordu peki dünyanın öbür ucunda Kiralık tarım toprağı bakınıyordu tabii ki! "Nasıl yani" diye sorduğunuzu duyar gibiyim; Şöyle yani: -Türkiye Venezuela'da 400 bin hektar arazi kiralayıp tarım yapma projesi geliştirdi! Yalnızca Venezuela'da d

Akıl sağlığımız Tanrı'ya emanet!

Gazetelerin 3'üncü sayfaları uzun süredir coşmuş durumda!..TV'lerin gündüz programları ise deyim yerindeyse burnundan soluyor! Gazetelerde korku filmlerine taş çıkartacak dehşet öyküleri adeta resmi geçit halinde; çocuklarının önünde eşini bilmem kaç yerinden bıçaklayıp öldüren canavar, trafikte tartıştığı adamı tabancasını çekip alnının ortasından

Montrö Türkiye Cumhuriyeti'nin teminatıdır!

Bu yazıya şu başlık da çok yakışırdı: Montrö, Lozan Antlaşması'nın tacıdır!.. Zaman zaman ısıtılıp Türk Milleti'nin önüne konulan, zekasıyla alay etmek pahasına eğilip bükülen, Türkiye'nin Lozan ile birlikte kırmızı çizgileri olduğu bilinen Montrö Sözleşmesi için "kaldıralım" diyebilme cüretini gösteren bunca tetikçi ve tabii iktidarın üst katmanla

Sağlıkta devrim!

Evet, yıllarca milleti başlıktaki iki sözcükle uyuttular! "Devrim yapıyoruz-yaptık" diye böbürlendiler, "hastalara VİP hizmet", "artık bakım bedava, ilaç sudan ucuz" diye salladılar, akla hayale gelmeyecek boş lafları art arda sıraladılar, "Şehir Hastaneleri ile çağ atladık" şeklinde propaganda yaptılar... Peki sonuç Gerçekten de sağlık değil ama s

Yalova'ya yabancı saray!

İzin bitti, döndüm geldim, aynı tas aynı hamam! Tam olarak anlatmam gerekirse; birbirinden farklı gibi görünen kepazeliklerin tümü aynı kök, aynı temel üzerinde yükseliyor... Mesela, yönetme kabiliyeti zaten facia olan iktidar, kendi marifetiyle mahvettiği ekonominin yokuş aşağı yuvarlanması karşısında o minicik refleksini de kaybetmiş "başı kopmuş

izninizle...

Yazarımız yıllık izne çıktığı için yazılarına bir süreliğine ara vermiştir...