Ömer Faruk Özaydın

Yeni Asya

Post-modernçağda din(i)dar siyaset

"Hz. Adem'den (as) kıyamete kadar Deccal fitnesinden daha büyük birfitne yoktur" hadîsine göre ahirzamanı en dehşetli yapan âmil, şüphesiz dinin dünyadan kaldırılma gayretleri kök salıp Cehennem meyvesi vermesidir.Asrın başında atılan dinsizlik tohumları her yeri Cehennem zakkumlarıyla kızıl kana boyamış, sureten gül diye koklattırmışsa da çoğunu s

Post-modern çağda din(i)dar siyaset

"Hz. Adem'den (as) kıyamete kadar Deccal fitnesinden daha büyük bir fitne yoktur" hadîsine göre ahirzamanı en dehşetli yapan âmil, şüphesiz dinin dünyadan kaldırılma gayretleri kök salıp Cehennem meyvesi vermesidir.Asrın başında atılan dinsizlik tohumları her yeri Cehennem zakkumlarıyla kızıl kana boyamış, sureten gül diye koklattırmışsa da çoğunu

Erdoğan'dan 'dün dündür' itirafı

Kuruluş gâyesi demokratları bölmek ve oy devşirmek olan, dini siyasete alet eden AKP zihniyeti, fırsat buldukça bir kaç elâstikî kelâmı önüne arkasına bakmadan servis etmeyi marifet bilir.Onlardan biri de merhum Demirel'in "dün dündür" olan meşhur sözü. Bu sözü, güyâ Demirel her gün değişen bir siyaset yapmış gibi, yermek için kullandılar da kullan

15 Temmuz izdüşümleri

Bütün darbeler demokrasinin kalbine vurulan hançerdir, öldürmese de yaraların tedavisi seneler sürer, tam iyileşmeye meyl ederken yeni bir hançer, demokrasi kan, revan..."ordu idareye el koydu."Osmanlıyı çökertip Türkiye'nin kuruluşunu şifreleriyle kodlayan menhus ideolojinin panzehiri olan demokrasi geliştikçe darbelerle hazır ol komutunda, postal

Peker (internet) yasası

Gezi olaylarıyla başlayıp, 1725'le devam eden; basının sesini kesme, kapatma, cezalandırma, mallarına çökme yetmemiş ki, bir internet kalmıştı ona da göz diktiler. Zaten bir tvit atan, ya da ola ki bir tiviti like'leyene dava açılıyordu, şimdi "susun" diyorlar.Medyanın yüzde 95'i ulûfelerle saraya bağlanması onları doyurmadı. 3-5 muhalif ses vardı,

AKP gitsin de ne olursa olsun mu

2023 discuruyla iktidar yapışan müzmin AKP'liler; hayat pahalılığı, dövizin önlenemez tırmanışı, hukuksuzlukların artması, yalanın dolanın, küfrün bini bin para olması karşısında oyların erimesi, sandığın yaklaşmasıyla muhalefete tahammulsüzlük içinde yeni bir dil geliştirdiler.Diyorlar ki; "AKP gitsinde ne olursa olsun" diye çalışıyorsunuz! Dolayı

Muhalefetin rol modeli Demirel mi

Türkiye siyasi tarihine bakıldığında görülür ki; hoşgörüsüyle, esprileriyle, hesapkitabıyla, derin ilmiyle, Türkiye'yi karış karış, en ücra köşedeki bir vatandaşı bile ismiyle bilen bir Demirel vardı.Batının demokrasi, teknoloji ve evrensel hukuk değerleriyle, özüne bağlı fakat çarıktan ve susuzluktan kurtulma, darbelere karşı verdiği mücadele ile

Erdoğan'ın dili sür(ç)ttü

Türkiye, siyasetle tanıştığından beri, seçmeni konsolide etmek ve duygularını okşamak için rakip siyasetçilerle karşılıklı sataşmalar, suçlamalar, küfre varan çeşitli ifadeler kullanılmıştır.Ancak, devleti temsil noktasında bir araya geldiklerinde nezaketlerinden hiç bir şey kaybetmediler. Özellikle, kendisini karikatürize edenlere ve her türlü ele

Sedat da sadat da olsa sandık gelecek!

Senelerce "kanlarında banyo yapacağız" diye milleti tehdit edip AKP'nin mafyatik işlerini gördükten sonra, işi bitince yurtdışına salıverilip kaderine terk edilen Sedat Peker'in ifşaatlarında SADAT da vardı.Salıverilip kendisine sahip çıkılmamasına öfkelenen Peker, son bir senede neler ifşa etmedi ki... Güya TSK envanterine kayıtlı 105 bin silahın

Haydi gel köyümüze geri dönelim

1927 yılındaki Türkiye'nin demografik yapısına göre, vatandaşların yüzde 75,8'i köylerde, yüzde 24,2'si şehirlerde yaşıyordu. 1950'de Demokratların iktidara gelmesinden sonra sanayileşmeyle beraber köyden şehirlere doğru göç oldu. Bugün ise nüfusun yüzde 23,2'si köylerde, yüzde 76,8'i şehirlerde yaşamaktadır.Kısaca fabrikaların istihdam ihtiyacı kı