Mehmet Ocaktan

Karar

Ritmi, melodiyi ihya eden bir dahi Hacı Arif Bey

Türk Müziği, Osmanlı coğrafyasının sınırları ile birlikte üç kıtaya yayılan; geldiği toprakları etkileyen ve o topraklardan da etkilenen, kültürel ve sanatsal anlamda estetik birikime sahip bir müziktir. Ve her şeyden önce de makamsal bir müziktir.Çok sayıda makam ve usul, tek sesli olarak eserlere şekil vererek zengin bir estetik yaratmıştır. On s

Bizim de böyle yöneticilerimiz olur mu

11 ilimizde yaşanan büyük depremin üzerinden tam 25 gün geçti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da bizzat altını çizdiği gibi iktidar ne yazık ki ilk üç gün felaket bölgelerine gidemedi ve yeterli kurtarma çalışmalarını yapamadı.Afeti yönetmekten sorumlu olan AFAD organizasyonda sınıfta kaldı, devletin en kadim kuruluşlarından birisi olan Kızılay is

Afra-tafra ile büyük devlet olunmuyor

Siyasi tarihimizde yaşananlar göstermiştir ki istisnasız her dönemde bütün iktidarların söylemleri genellikle "büyük devlet" hayalleriyle başlayıp "Biz çadır devleti değiliz" masalıyla bittiğini görürüz.Ama ne hikmetse bütün bu hayallerimiz, hatta zaman zaman böbürlenmelerimiz hep hüsranla bitmiştir. Hiç öyle uzak örnekler aramaya gerek yok, 6 Şuba

Galiba esas meselemiz liyakatsizlik

Yaşadığımız büyük deprem felaketiyle bir kez daha gördük ki ülke olarak en önemli problemimiz ve de öncelikle çözmemiz gereken mesele liyakatsizlikBugün hep birlikte depremin yaralarını sarmak için seferber olmuş durumdayız, kuşkusuz bugünler de geçecek ama felaketi yaşayanların acıları, travmaları yıllarca sürecek.Şimdi toplum olarak hepimizi bekl

Rüzgarı ağıtlarla kesilen bu şehir kaç karanfil eder ki

Niye bu kadar çaresizlik ve keder var bu şehirde Şarkıların da, ölümlerin de, aşkların da, acıların da hiçbir anlamı yok sanki...Bir hayatın 'hiçbir şey' olduğuna inandığımız için mi ölmeye ve öldürmeye gidenleri selamlıyoruz durmadanÇocukların üşüyen avuçlarına ağlayan annelere bahar gelir mi, gelse bile rüzgarı ağıtlarla kesilen bu şehir kaç kara

Müslüman olmanın izzeti böyle mi olmalı

Malum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi elinden tutarak deprem felaketinin yaşandığı illeri geziyor. Her iki liderin de dilleri çok sert ve bu halin sükunete kavuşması da pek mümkün gözükmüyor.Cumhurbaşkanının "be namussuz, be şerefsiz" kelimeleriyle başlayıp devam eden o ifadeleri burada tekrar etmekten haya ediyoru

Vicdan kaybolursa deprem kime ne söyler ki

Yıllardan beri Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu biliyoruz, her depremde acılarımız katlanarak artıyor. Kahramanmaraş merkezli on ilimizde yaşanan büyük depremde enkazlarda betonu kazıyarak can kurtaran insanların o fedakar görüntüleri ve "Bizi kurtarın" feryatları yükselen insanlarımızın çığlıkları hala kulaklarımızda çınlarken, önceki gün Ha

Cehaletin teşvik edildiği dönemlerdeyiz

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki olup bitenleri akıl ve mantıkla izah etmekte güçlük çektiğimizi söylerken bile içimizde müthiş bir umutsuzluk dalgası yükseliyor.Yıllar geçse de felaketlerden ders almıyoruz, çünkü yaşadıklarımızın esas sebebinin akıl ve bilimle hareket etmeyi bir türlü beceremediğimizi de bilmiyoruz.Oysa bu ülkenin insanları deprem dah

İnsan sadece bir gün yaşıyor ölüm baki kalıyor

Bazen hayatı fazla ciddiye alıyoruz ve sanki ebediyyen yaşayacakmışız gibi hayaller kuruyoruz, planlar yapıyoruz, makam ve akçeli işler gönlümüzü çeliyor. Ve bir gün ölüm kapımızı çalınca bütün planlarımız yarıda kalıyorHayatımızın bütününü düşündüğümüzde galiba insan sadece bir gün yaşıyor ama ölüm hep baki kalıyor. Bugün büyük deprem felaketinde

Düşman icat etmekten bir kurtulabilsek

Önceki gece deprem felaketinin yaralarını sarmak için başlatılan 'tek yürek' yardım kampanyasını izlerken, Türkiye'nin siyasi kavgalarla boşa harcadığı zamana, enerjiye bir kez daha hayıflandım. Çünkü bu ülkenin insanları deprem dahil bütün felaketlerde tek yürek olup hem ayni hem de nakdi yardımlar konusunda üzerine düşeni yapabilecek bir erdeme s