Işık Kansu

Cumhuriyet

Saray'ın Kayyumu Olmak!

Sattılar savdılar, perişan ettikleri ülke ekonomisine para bulabilmek için halen satmaya da devam ediyorlar. Kapattılar, çürüttüler, işlevsiz hale getirdiler. Atatürk devriminden kalan tüm kurumların hali ortada. Geriye bir tek partisi kaldı. "Yeni Türkiye Yüzyılı" dedikleri Saray istibdadını kurumsallaştırma, sömürgenlerin yeni dünya düzeninin Tür

12 Eylül cuntasından bugüne ulaşan ruh

12 Eylül 1980, yurt, can ve demokrasi kırımının günüdür. Kahramanmaraş katliamının ardından 26 Aralık 1978'de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. General Kenan Evren'in liderliğinde gerçekleşen işbirlikçi darbe; 12 Mart muhtırasının devamı niteliğindedir ve bugün doruğa ulaşmış karşıdevrime doğrudan kaynaklık eder. 12 Eylül faşist cuntası, 1970'li yı

O Fotoğraflar...

O fotoğrafları içime sindiremiyorum. Büyük dayısı Sakarya Meydan Savaşı'nda şehit düşmüş, biri asker, diğeri sivil olarak Kurtuluş Savaşı'na katılmış iki İstiklal Madalyalı dedenin ahvadı (torunu demektir, Harbiye Marşı'nda geçer) olarak kabul edemiyorum. O fotoğraflar, yarım yüzyılı aşan bir sürecin sonucudur. O fotoğraflar, "Sosyal uyanış ekonom

Cumhuriyetin ölüm kalım mücadelesi

19 Mart iktidar darbesinin hemen öncesiydi. Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyası için Kastamonu'daydı. Mitinge ilişkin izlenimimiz, İmamoğlu'nun halkın bir tür "korkusavar"ı haline geldiğine yönelikti. Halk, İmamoğlu'nu; Saray'ın yaratmaya çalıştığı korku ortamına karşı bir dayanak olarak görüyordu. İmamoğlu da bu durumu algılamış,

Başmüzakereci Önder

Süreç dedikleri şeyi başlatan MHP lideri, pazarlık yapılmadığını söylüyor, ancak öbür yana bakıldığında durum hiç de öyle gözükmüyor. DEM ve PKK sözcülerine bakılırsa, PKK varlığını Rojava'da, Kobani'de,Türkiye'de fiilen kabul ettirdi. Sıra siyasal ve hukuksal temelin konuşulmasına geldi. Onlara göre, ortada kazanılmış bir zafer var. Dahası; PKK, T

Mücadele İçin Tutarlı Kadro Gerek

Epeydir bir Karagöz-Hacivat oyunu içindeydik. Kifayetsiz muhteris muhalif rolündeki, haftada bir kürsüye çıkıyor, bildik gazelleri ile Saray'dakini çağırıyordu. Saray'daki paldır küldür perdeye çıkıyor, aralarında başlattıkları atışma, sahte bir tartışmaya dönüşüyordu. Gidilen her seçimde de Saray'daki şamar oğlanına çevirdiği muhalifi bir güzel pa

Bu Düzen Değişmelidir

Odak, sevgisizlik sözcüğünde. Ailede şiddet, okulda kin, günlük yaşamda yalan, iş yaşamında dolan, siyasette nefret. Derin bir öç alma duygusu, düşmanlığa dönüşmüş tiksinti, cehaletle bütünleşmiş kabalık. Ele geçirilmiş gücü; yalana şerbetli, kin güdücü, öç alıcı düşmanlık ve gözünü hırs bürümüş zorbalıkla bütünleştirme. Geçmişten taşınan yetersizl

TC'yi Komisyona Havale Etmek...

Üniter yapı ile dertleri var. Ulus ve yurttaşlık tanımıyla didişiyorlar. ABD'nin bölgeye atadığı sömürge valisi ne derse, onun peşinden gidiyorlar. Hedef belli: Saray anayasası yapmak. O hedefe kilitlenenlerin PKK ile yürüttükleri pazarlığın "İmralı'dakinin çevresini tahliye etme" aşamasına geçildi. Ne büyük rastlantı ki ilk tahliye edilen, verdiği

Küresel İmparatorluğun Dayatması

Anayasa değişikliği istekleri, uygar Cumhuriyeti kurmuş CHP'ye yönelen baskılar, İmralı'daki ile pazarlıklar, Saray'dakinin ömür boyu seçilme ısrarı, devleti adeta etnikçi ve mezhepçi bir şirket ortaklığı yapısına dönüştürme sevdaları... Bütün bu gelişmeler, Türkiye'yi küresel imparatorluğun bir feodal beyliği durumuna getirmeye yönelik uluslararas

Kardeş Bozguncuları Barışı Bilmez

Bize barıştan ve kardeşlikten söz edenlere bakınca İmralı'dakinin PKK'yi hangi koşullarda kurduğunu anımsamak gerekiyor. 1970'lerde Türkiye, Uğur Mumcu'nun deyimiyle destabilize edilmek, yani istikrarsızlaştırılmak üzere dünya sömürgenlerinin kurguları ile bir kardeş kavgasına itildi. Sağ-sol çatışması adı altında on binlerce vatan evladı ile birl