Gürcan Bilgiç

Sabah

Samandıra'da dalgalar büyük!

Tedesco'nun bütün düğmelere aynı anda basmasıyla başladı maç. 5'e 5 kurguda, neredeyse orta sahasız çıktı sahaya ve bütün maçı istediği baskıyı yaparak, Antalyaspor'u kalesine bir-iki kere getirerek geçirdi. Ezber bozan anlayışın ana fikrinde, Talisca, Asensio gibi top getirilmesi gereken ekstra oyuncuların, aslında o topu getirmekle görevlendirilm

Taktik maktik yok bam bam bam!

Sahaya çıkardığı 11'i açıklarken "Son iki maçı görmediniz mi" dedi Tedesco. Yeni nesil denilen teknik adamın, çıkardığı faturaya bakın. "Fred ile İsmail yapamadı, koşmadı, yetersizdi. Ben de bu seçimi yaptım" diyor. Ve bu konuşma, oyunu duygularıyla izleyenler için "helal olsun" ekosunu getiriyor. Ama öyle değil. Bunları sonuçtan bağımsız yazıyorum

Tedesco için ciddi bir eksik puan!

F.Bahçe, kendi bitmeyen dinamikleri içinde müthiş bir gün geçirdi. Sadettin Saran'ın çok az farkla seçimi kazanmasının ardından futbol takımının 10 kişi kalan rakibi karşısında etkisiz oynaması. Yeni bir dönem derken eski sorunların daha da büyüyerek sıralı problemler haline gelmesi kaçınılmaz. Saran, 2016'da mahkeme kararıyla tekrar üyelik hakları

Açık davetle gelen sakarlık

F.Bahçe'yi öne geçiren goller öncesinde olanlara bakalım. Penaltı kaçtı, En-Nesyri'nin bir şutu direkten döndü, biri Ertuğrul'un omzundan döndü, İrfan Can Kahveci'nin vuruşu çizgiden çıktı. Kalelerine ilk gelen topun gol olduğu bir maçta, yukarıda saydıklarımız da yaşanınca, kendinizi bir F.Bahçe taraftarının yerine koyun. Kâbusun ötesinde, yaşanmı

F.Bahçe'de dönüşüm başladı!

İki takım açısından da kritik maçtı. Fenerbahçe zaten sezon başından beri bıçak sırtında oynuyor her karşılaşmayı. Maç bittiğinde belki de ofansif olarak rekorlar kırmış ama tek golde kalmış bir Fenerbahçe vardı. Onuachu'nun faulden dönen golünün ardından Okay'ın 20'de gördüğü kırmızı kart geldi. Fatih Tekke'nin takımı futbol oynamaya gelmişken, 5-

Zoru kolay edip, zora soktuk!

Zor maçı "şipşak" gollerle elimize aldık ve yönetmeye başladık. İşler kolaylaştı derken, bir gol ardından kırmızı kartla 10 kişi kaldık ve işler yine zora girdi. Yine de kazanmak önemliydi, başardık. Arda Güler'in yönetiminde Hakan ve İsmail'in merkezi sağlam aldığı görüntüde, Kenan-Kerem-Yunus üçlüsünün çabukluğuna bıraktık pozisyonları. Hakkını d

Fenerbahçe'de sadece hoca değişmemiş!

Sadece hoca değişmemişti... Diziliş de, anlayış da farklılaşmış, daha cesaretli, en önemlisi; formanın gerektirdiği anlayış vardı. İlk yarıdaki fırtınanın içinden üç gol çıktı ama kaçanlar da bir o kadar oldu. Düşünün; "müthiş" dediğimiz Kadıköy'deki Kocaeli maçının tamamında 22 kere rakip ceza alanına giren takım, devre bittiğinde 19'daydı. Gözler

Savaştan kaçan general olur mu!

Bir gün önce "Benfica şöyle iyi, böyle fena" diye konuşan Mourinho'nun ruh halini yansıtan Fenerbahçe vardı sahada. Böyle maçların hikâyesinde "kahramanlar" vardır. Bunu ya takım kendi içinden çıkartır ya da teknik adam kurduğu özel planla. Bu belirsiz kişiyi biz önde ve orta sahadan beklerken, Livakovic'ti aslında Fenerbahçe'yi oyunda tutan. İki ö

Herkes mutlu!

Mourinho'nun stratejisini değiştirmeden, farklı oyuncular ile tribünlerin kalbini almaya çalıştığı bir maç izledik. 3-1'i yapana kadar 70'e 30 top hakimiyeti ile oynadılar. Kalecisi hariç tüm oyuncuların kaleyi denediği süreç yaşandı. Ne oldu; pozisyonumuz yok diye şikâyetçi olanlar, "Bu kadar kaçar mı" bölümünde buluştular. İsmail ile tempo bulan

Baştan sona Benfica'nın istediği oldu

Maç öncesi basın toplantılarında teknik direktörleri dinleyenler ve anlayanlar için sürprizler barındıran maç olmadı. İki Portekizli de rakibin ne kadar tehlikeli olduğundan bahsediyordu. İkili seriyi düşündüğünüzde "aman bir tatsızlık çıkmasın" hükmünün, maçın stratejisi olacağını anlamamak imkânsızdı. Kadıköy yine maçı oynadı. Feyenoord karşılaşm