Gürcan Bilgiç

Sabah

Kader galibiyeti yakıştırmadı!

Başlama düdüğü çalmıştı ama Fenerbahçe için maç çoktan kazanılmıştı sanki. İrfan Can'ın golü, kalite kokuyordu ve kontrolü de ellerine geçirmelerini sağladı. Fakat karşılarında çok iyi organize olmuş, koşmaktan da, baskı yapmaktan da vazgeçmeyen bir Samsunspor buldular. Ama tek farklı galibiyetin bıçak sırtında devam etmesine izin verdiler. Baskıda

Bartuğ daha çok sorumluluk aldı

İsmail Kartal pamuklarda sakladığı, oynatmaya "kıyamadığı" yedek güçlerini, en "steril" ortamda sahaya sürdü. Ligde makine gibi çalışan takım, taraftar desteğini ve güvenini kazandığı ortamda; uzun süre sonra vitrine çıkacaklar, bulabilecekleri en güler yüzlü tribünler önündeydi. Hata yapsalar da alkışlanacakları bir statta, büyük bir tolerans aral

Kartal'ın sihirli dokunuşları...

Gaziantep'in "duvar" öreceğinden kimsenin şüphesi yoktu. Sumudica'nın tek "becerdiği" iş bu. Adam maçı kilitlemeyi çok güzel yapıyor. Ve bunun kurgusunda hızlı oyuncularıyla şansını deniyor. 1 puanın peşinde... Fenerbahçe aynı maçı Trabzonspor'a karşı da oynadı. Öyle kalabalık bekliyorlardı ki araya top bile sokamadılar. O maçı kaybetmişlerdi... As

Kurt sürüsü gibi iştahlı oyun

"Zembereğinden boşalmış" derler ya, öylesine hırsla, arzuyla ve istekle gittiler Konyaspor'un üstüne. İsmail Kartal'ın dokunuşları vardı ilk on birde... Tadic yedekti mesela. Cengiz Ünder yoktu sahaya çıkanlarda. Hemen mırıldanmalar başladı taraftar arasında. İki komutan ile hükmettiler maça, tüm soruların cevabını verdiler. Fred, takımın çehresini

Fenerbahçe karakter gösterdi

Önemli oyuncuların yokluğu bir tarafa, stat atmosferinin konsantrasyonu etkilediği, soğuk hava nedeniyle ısınma problemlerinin çıkabileceği, sakatlıklara açık bir maçtı. İstanbulspor'un ligdeki pozisyonu, Fenerbahçe'yi maçın net favorisi haline getirse de, yukarıda saydığımız ekstra dinamikler, maçı sürprize açık hale getirebilirdi. Ta ki; Fenerbah

Bunlar mı şampiyon

Kaleye arkası dönük oyuncuya dalıp, sarı kart gören Osayi'den mi başlayacağız, ya da "Her ligde oynar" dediğimiz Ferdi'nin ayaklarının birbirine dolaşmasından mı... Şampiyonlar Ligi'nin en önemli kazanımıydı G.Saray'ın bu kadar soğukkanlı ve akıllı kalması. Koşmayı rakibe bırakıp, dar üçgenler ile bir anda çözüverdiler baskıyı. Kadıköy'de rakibe yü

Derbiyi de yönetsin

Sanırım sezonun en kötü ilk 45 dakikasıydı Fenerbahçe için. Fırtınalar estiren o takım yerini kopyasına, topu da rakibine bırakıp seyretti maçı. Açıklanabilir değil bu tavır. "Havaya girdiler" desek, artık karşımızda o tecrübesiz, genç takım yok. Üç gol yediler, üçü de yarım pozisyondan bile gelişmedi. Serdar ile Livakovic seyretti, ilk gol geldi.

Kartal'ın canavarı

'Hadi' dediklerinde ne yapacağını ve nasıl yapacağını biliyordu İsmail Kartal. Takım oluşumunun teknik direktörün çizgileriyle yapılmasının ne kadar önemli olduğunu da Ali Koç ile birlikte kanıtladılar. Rize maçı sonrasında İlhan Palut'un, "Hayatımda ilk defa çaresiz kaldım" demesi, Fenerbahçe'nin oyun gücünü açıklayan en net ifadeydi. Kartal kend

Resital; Ferdi Kadıoğlu'ndan

İsmail Kartal boşuna her maç sonrasında oyun gücünden bahsetmiyor. Beşiktaş maçı öncesindeki takım konuşmasında da futbolcularına 'neden kazanacaklarını' bu şekilde açıkladı. Taşları yerine koyduktan sonra, antrenman kalitesinin nelere yol açabileceğini de izliyorsunuz Fenerbahçe ile beraber. Baskı ile başladılar. Spartak kendi ceza alanı önüne örd

Tarihi fark kaçtı

Sonra diyorlar ki bize "Neden hakemlerden konuşuyorsun." Atilla Karaoğlan gözünün önündeki iki penaltıyı da VAR'a verdirdi. Beşiktaş'ın pozisyonunda tereddüt bile etmedi. Hamle Fenerbahçe'ye geçince "topa" falan diye hareketlerle geçiştirdi. Hele Bailly ile Dzeko'nun bir pozisyonu vardı ki, muhtemelen hakem programlarında o faulü nasıl Beşiktaş leh