Kıraathane'de yılın son sergisi... Sözle ve çizgiyle: Cahil!

"Cahilde eksik olan akıl değildir, o kurnazdır. Eksik olan ahlaktır.""Cahil, kendini sultan sanır.""Cahil çabuk yükselir.""Karanlığı cahil yaratır.""Cahilin en büyük silahı iftira atmaktır.""Cahilin başarı simgesi güç ve erktir. Cahili hor görme, bedelini ağır ödersin.""Cahilin yol göstericisi bir başka cahildir.""Cehalet, cahilin fıtratında vardır."Cahil ve cehalet üzerine yüzlerce aforizma yazdı edebiyatımızın eşsiz kalemi Ferit Edgü. Her biri sanki bugünden kaynaklanan, ama yazarın kadim bilgisinden, birikiminden, gözlemlerinden, duyarlığından, düşüncelerinden, demlenmiş, süzülmüş, aforizmalar... Şimdi neden Ferit Edgü'nün "Yeni Cahiller" ve "Cahil" kitaplarından söz ediyorumGünümüzde cehalete yetkili ağızlar övgüler düzerken, cahillik alkışlanıp prim yaparken, üniversitelerin içi boşaltılırken, ya neden söz edecektin dediğinizi duyar gibiyim.(Sizi gidi sizi!) Ondan değil! Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi'nde Ercan Arslan'ın "CAHİL" başlıklı sergisi açıldı da ondan... En iyisi baştan başlayayım: İMGELER VE YÜZLEŞMEErcan Arslan Maraş'ın bir dağ köyünde doğan (1969) , 11 yaşından beri Almanya'da yaşayan sanat eğitimini Berlin ve Londra'da alan, yurtdışında birçok sergi açan ressam. Ferit Edgü'nün "Yeni Cahiller" kitabını okuyunca etkileniyor. Onlardan yola çıkarak, kâğıt üzerine mürekkep ve akrilik bir dizi desenler, gravürler üretmeye başlıyor. İlk çizimleri gören Ferit Edgü ona yeni aforizmalar yolluyor. İstanbul- Berlin arasında aforizma ve resim trafiği çoğalıyor. Sonrası söz ve çizginin buluşması.Yanlış anlaşılmasın: Ressam, yazarın aforizmalarını resimlemiyor. Onları çizmiyor, betimlemiyor. Sergideki eserler "illüstrasyon" değil. Aksine cehalet imgelerini yeniden, ama bu kez çizgi diliyle yaratıyor ve izleyiciyi kendi cahilliğiyle yüzleşmeye çağırıyor.Serginin küratörleri Elvin Eroğlu ve Burak Fidan. Sergi kataloğunda Fidan açıklamış: "Ferit Edgü'nün cahil kavramı gücünü bugünden alırken, Ercan Aslan'ın resimlerindeki cahil imgesi, taş devrinden günümüze uzanıyor. Onun resimleri zamansızın peşindedir. Zamansız, çünkü insanın en yüce değeri olan kültürden yoksundurlar. Bu yüzden ne bir Afrikalı, ne bir Amerikalı, ne de bir Türk cahili görürsünüz orada. Görünen, insan cahilidir. "Sergideki eserler renksiz. Daha doğrusu, siyah, beyaz, gri, yanık kâğıt rengi, taba, sararmış. Cehaletin çok renkliliğe, çok sesliliğe ihtiyacı yok duygusunu veriyor ve evet insanı tedirgin ediyor."Cahilin mutluluğu da, mutsuzluğu da, aç gözlülüğü, aç karnı da çaresizdir resimlerde. Her çaresiz gibi,