23 Nisan ve seçim

"Bugün 23 Nisan Neşe doluyor insan..." diye şarkılar söylerdik bir zamanlar... Bugün içimiz neşeyle değil kuşkuyla, endişeyle dolu... Bu kez oyları çalmalarını nasıl önleriz Trafolara kedilerin girmemesi; sahte pusulaları, damgasız zarfları geçerli saymamaları için neler yapmalıyız Tüm olanakları sadece AKP'li cumhurbaşkanının kullanması, eşitsizliğin doruğa varması bir yana, bu kez ne tür hırsızlık, talan olacak "23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarihtir." Daha ilkokul sıralarında öğrenmiştik bunu... Gelin görün ki TBMM nicedir milletin iradesini değil, sadece ve sadece bir şahsın emirlerini yerine getiriyor.. Oysa benim 23 Nisan'ım çağdaş, laik, demokratik bir hukuk devletinin temellerinin atıldığı gündü. Cinsiyet, din, dil, ırk, mezhep ayırımcılığı yapmadan, eşitliği ve laikliği demokrasinin olmazsa olmaz koşulunun kafalara yerleştirme günüydü. Ve bu günü, TBMM'nin kuruluşunu, ülkenin geleceğine, yarınlara emanet etmek; Ulusal Egemenlik gününü biz çocuklara armağan edip bunu bir şenliğe, şölene, bayrama dönüştürmek Mustafa Kemal Atatürk'ün yaratıcılığının ve dehasının eseriydi. Neyse ki önümüzde 14 Mayıs var. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine yeniden kavuşabilmek, karşıdevrimi durdurmak için önümüzde son bir fırsat var. Yeter ki seçmeyi bilelim. SEÇMEYİ BİLMEK Bilinçli bir seçim yapabilmek için de yaşadığımız koşulları ve seçenekleri bilmek gerekir. Ama bu yetmez. Kurtuluş Savaşı'nı, Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu; iç ve dış güçlerin istilasındaki, toprakları zapt edilmiş, insanı cahil bırakılmış, horlanmış bir toplumdan nasıl bir ulus bilinci yaratıldığını ve bu ulusun "muasır medeniyeti" hedeflemesi için gerçekleştirilen eğitim seferberliğini ve devrimleri de çok iyi bilmek gerekir. Ancak bunlar bilinince şu son yirmi yıldır yitirdiklerimizi daha iyi anlayabilir, bu kaybın bilincine varabiliriz.Oysa gelin görün ki iktidarı elinde tutan güç, trol ordusunu devreye sokarak, emrine aldığı iletişim araçları ve yandaş gazeteciler aracılığıyla bunların bırakın bilinmesini, manipülasyonla, yalanla dolanla, gerçekdışı propagandayla; dününün de bugünün de gerçeklerini örtbas etme çabasında. Sanırsınız ki AKP; 21