Piyasalar denge arıyor

Tüm dünya Rusya-Ukrayna savaşına kilitlenmiş durumda. Herkesin aklında benzer sorular var. Bundan sonra ne olacak Rusya, Ukrayna'nın tamamını işgal edecek mi Orada kalacak mı yoksa yönetimi kendine göre değiştirip çekilecek mi İşte tüm bu cevapsız sorular piyasaları da derinden etkiledi. Hâkim olan belirsizlik durumu nedeniyle piyasalarda bir süre daha dalgalı seyrin devam edeceği, yön arayışının süreceği söylenebilir.Piyasaların öncelikli gündemi Rusya-Ukrayna savaşı olmaya devam ediyor. Borsalarda satıcılı seyir sürerken altın, petrol, ABD doları ve tahvil faiz oranlarında önemli dalgalanmalar görüldü. Bir bakıma taşlar yerinden oynadı ve yeni denge arayışı sürüyor. ABD ve Almanya başta olmak üzere borsalarda çıkış trendleri de zarar gördü. Yatırımcının en iyi dostu olarak bilinen 'trend' borsalar için güç göstergesidir. Trend yoksa güç de yoktur. Dış borsalardan bahsedince bir detay vermekte yarar var. Almanya Borsası (Dax Endeksi) ABD Borsalarına göre daha zayıf. Ayrıca Euro güç kaybederken ABD doları değer kazanıyor. Bu görünümde, bir ölçüde ABD finansal varlıklarının güvenli liman özelliği taşımasının yanı sıra Almanya ve Avrupa ekonomilerinin savaştan daha fazla etkilenecek olmasının payı olsa gerek. Bilindiği üzere Rusya, Almanya'nın en önemli doğalgaz ve petrol tedarikçisi. Zaten geçen hafta Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck "Almanya Rus gazına bağlı. Almanya Rusya'ya yönelik yaptırımlardan etkileniyor" dedi. Bu açıklama Rusya Devlet Başkanı Putin'in biraz hoşuna gitmiş olabilir. Rusya, Ukrayna'yı işgal etmeden önce gelecek tepkileri mutlaka hesaba katmıştır. Aksi düşünülebilir mi Avrupa'nın enerjide Rusya'ya bağımlı olması, geçen hafta 643 milyar dolar olarak açıklanan rezervleri ve Çin'in yanında olması gibi elini kuvvetlendirecek kozların da farkında elbette. Almanya Ekonomi Bakanı'nın açıklaması bir bakıma bunu doğruladı. Buna karşılık Almanya Dışişleri Bakanı'ndan, "Rusya'ya yaptırımlarda tüm boşlukları kapatmamız gerekiyor" açıklaması geldi. Bu siyasi bir açıklama tabi ki.YAPTIRIMLAR DEVAM EDİYORMoody's ise "Rusya-Ukrayna krizi global ekonomik görünüme yeni riskler ekledi" derken çatışmanın daha fazla tırmanmasının Avrupa'nın ekonomik toparlanmasını riske sokacağını bildirdi. Bununla birlikte bazılarına göre soğuk savaş yıllarını çağrıştıran yaptırımlar da devam ediyor. Rusya ekonomik olarak baskı altına alınmış durumda. Rusya Borsası günlerdir kapalı ve bir süre daha kapalı kalacak. Rusya'da döviz çıkışına yönelik sermaye kontrolleri devam ediyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu SP, Rusya'nın kredi notunu bir haftada ikinci defa düşürdü ve uzun vadeli döviz cinsinden "BB" ve yerel para cinsinden "BBB-" olan kredi notlarını "CCC-"ye indirdi. Artık Rusya, yatırım yapılamaz ve aşırı riskli ülke konumunda. Bir bakıma Rusya tahvilleri için çöp seviyesine ramak kaldı demek doğru olacak. Diğer yandan savaş tüm hızı ile devam ediyor. Piyasaları daha da rahatsız eden aşama, Rus ordusunun Ukrayna'daki Zaporijya Nükleer Santrali'ne saldırması oldu. Eğer patlarsa Çernobil'in 10 katı olur haberleri çok tedirgin etti. ABD ve Avrupa, ekonomik yaptırımlarla cevap verirken Rusya ile savaşmayacaklarını açıkça beyan ettiler. Ukrayna bu durumda daha ne kadar dayanır bilinmez ama Ruslar Kiev'e girerse işgalde çok önemli bir aşama tamamlanmış olur. Sonra ne olacak Rusya, Ukrayna'nın tamamını işgal edip orada kalacak mı Yoksa yönetimi kendine göre değiştirip çekilecek mi Veya sırada başka ülkeler mi var Bazı emareler olsa da bu durum belirsizliğini koruyor. Oradan piyasalara geçiş yapacak olursak, belirsizlik devam ettiği sürece dalgalı seyir ve yön arayışı sürecek gibi görünüyor.POWELL BELİRSİZLİĞİ GİDERDİSavaş ile birlikte merak edilen diğer konu ABD Merkez Bankası (Fed) ne yapacak, nasıl tepki verecek sorusu idi. Bu soru geçen hafta Fed Başkanı Powell'ın Kongre'de yaptığı açıklamalar ile önemli ölçüde cevabını buldu. Fed Başkanı Powell'ın konuşmasının detayında şu vurgular dikkat çekti; Mart ayında faiz artışı başlayabilir, faiz artışının ardından bilanço küçültme operasyonu başlayabilir, 25 baz puanlık faiz artırım adımları uygun ancak enflasyondaki yükselişin sürmesi durumunda daha agresif ve 50 baz puanlık faiz artışları olabilir, artan mortgage faiz oranları konuta olan talebi soğutabilir, ABD'nin Rusya'yı işgali ABD ekonomisinde belirsizlik yarattı durum yakından izleniyor. Powell, bir bakıma ABD para politikasının seyrine ilişkin Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan tartışmalara noktayı koydu. Bu durumda, ocak ayındaki Fed toplantısının ardından ortaya konulan yol haritasının aynen yürürlükte olduğu da görüldü. Cuma günü 678 bin olarak açıklanan (beklenti 400 bin) ABD tarım dışı istihdam verilerinin Fed'in elini daha da kuvvetlendirdiği bir gerçek. Ayrıca yüzde 7.5 ile son 40 yılın en yüksek enflasyonu yaşanıyor. Petrol, doğalgaz ve buğday başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş, enflasyondaki çıkışın en azından bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Bu bakımdan 10 Mart Perşembe günkü ABD enflasyon verileri (TÜFE) yakından takip edilecek. Muhtemelen yüksek gelecek. Yüksek enflasyon ve istihdam Fed'i faiz arttırım konusunda destekleyecektir. Nitekim, Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin Fed'in faiz oranlarını artırmaya başlama ihtiyacını değiştirmediğini ve aslında zaten aşırı yüksek enflasyona yönelik yukarı yönlü riski artırdığını söyledi. Fed bu şekilde. Peki yine 10 Mart Perşembe günkü yapılacak toplantıda Avrupa Merkez Bankası ne yapacak Savaş yokken dahi faiz artırım konusunda tereddüt yaşayan Avrupa Merkez Bankası'nın savaşın etkilerini derinden hissedecek Avrupa ekonomisinde faiz artışına gitmesi ve sıkı para politikası uygulaması daha da zorlaştı. Bunu önümüzdeki haftaki toplantıda muhtemelen teyit edecek. Aksi sürpriz olur.ALTINDA YÜKSELİŞ DEVAM EDİYORSAVAŞ ile birlikte 'güvenli liman' özelliğinin öne çıkmasıyla altınının ons fiyatındaki yükseliş devam ediyor. Fed'in parasal sıkılaştırma operasyonlarının 16