Şimdilerde hemen herkes ABD Başkanı Trump'ın ruh halindeki dalgalanmayla mütenasip siyaset belirlediğini ve bu durumun da ABD'nin çöküşünü hızlandırdığını iddia ediyor.

Eh, içinde haklılık payı da olan önermeler ama sanırım esas sorun, ABD'nin borçlarının matbaada para basılarak çözülemeyecek bir duruma gelmesi. ABD Kongresi Bütçe Ofisi tarafından ortaya koyulan rakamlara göre, ABD'nin toplam borcu 35 trilyon doları çoktan aşmış durumda ve tedbir alınmadığı takdirde gelecek 10 yıl içinde bu rakamın 50 trilyon doları geçeceği değerlendiriliyor.

KİM BU PARALARIN SAHİPLERİ

Bu borcun yüzde 55'i ABD'li yatırımcılara ait. Söz konusu yatırımcılar ise bu sayede zaman zaman ABD siyasetinde ve karar mekanizmalarında etkili olabiliyorlar.

Yüzde 24'ü ise yabancı yatırımcılar.

ABD borçlarının ülkeler bazında dağılımına baktığımızda Japonya, Çin, İngiltere, Lüksemburg, Kanada, Belçika gibi ülkeleri görüyoruz. İşte Başkan Trump bu borç tablosuna kendince çözümler geliştirme derdinde.

Mesela ilk resmi ziyaretini Suudi Arabistan'a yapmak için 1 trilyon dolar talep ediyor, muhatabı Muhammed bin Selman ise bunu 800 milyar dolara indirmeye çalışıyor.

Trump'ı çok sıkıştırırlarsa 'Kral, biz olmazsak sen o koltukta 2 hafta oturamazsın' demesinden korktukları için, çok da üsteleyemiyorlar.

O yüzden önümüzdeki günlerde sihirli küre etrafında bir dans ritüeli daha yapılır mı bilmiyorum lakin Trump yakında Körfez ülkelerinden birkaç trilyon dolar toplamayı murat ederek bir tura çıkacak.

ÇİN'İN ELİNDE NE KADAR AMERİKAN TAHVİLİ VAR

Madem konu ABD'nin borçlarından açıldı asıl konuşmamız gereken konulardan birisi de Çin'in elindeki Amerikan tahvilleri.

Çin'in elinde tam 760 milyar dolar değerinde Amerikan tahvili var. Çin bugüne kadar ABD ile olan ticaretinden elde ettiği geliri dolar olarak değil, hazine tahvili olarak elinde tuttu çünkü ABD tahvilleri dünyada en itibarlı yatırım unsurlarından birisi olarak kabul ediliyor ve bu yöntemle Çin Yuan'ın çok değer kazanmasının önüne geçti.

Çin'in yaşanan gerilim dolayısıyla şu sıralarda elindeki tahvillerin önemli bir bölümünü Malezya ve Tayland gibi Güneydoğu Asya ülkelerine ihraç ederek Yuan'a dönüştürdüğü biliniyor.