Sükûnet dönemi

Türkiye etrafında kurulmuş tünekleri teker teker yok etti.

Önce ülkeye içeride patinaj çektirten terörle mücadelede çok çetin yollar aşıldı ve terör, devlet içi boyuttan devlet dışı boyuta taşındı. Devlet dışı boyutta da hala çok meşakkatli bir sürecin içerisindeyiz lakin bugün cümle alem de biliyor ki Türkiye'nin elini kolunu terör ile bağlayıp esir etmek mümkün değil.

Ardından 'Mavi Vatan' kapsamında yine çok zorlu mücadeleler verdi.

Akdeniz'de kıta sahanlığı olarak gördüğü alanın koordinatlarını BM'ye iletti ve o gün bugündür bu alanda tek bir uluslararası şirketin arama, tarama ve sondaj faaliyeti yapmasına müsaade etmedi, etmiyor.

Bu kapsamda Doğu Akdeniz'deki haklarımızı kazan-kazan çerçevesinde tahkim eden Trablusgarp hükümetinin sırtlanlar koalisyonu tarafından ortadan kaldırılmasına müsaade etmedi.

En son, yönünü Güney Kafkasya'ya döndü ve 30 senedir işgal altında olan Türk topraklarını geri alacak askeri harekata ve kahraman Azerbaycan ordusuna destek verdi. ABD ve Fransa'da Ermeni diasporası üzerinden nemalanan siyasetin, bugün Erdoğan'a bu denli yoğun saldırılar yapmasının ana sebebi budur.

Tüm çabalara rağmen Rusya-Ukrayna savaşında kendisini ne Batı'nın ne Rusya'nın istediği bir alanda konumlandırdı ve hep birlikte göreceğiz ki Türkiye'nin uyguladığı bu siyaset 2024 yılında asıl kazanan olacak.

ŞİMDİ RESTORASYON ZAMANI

Türkiye bu kadar sert mücadelelerin ardından bir durup nefeslenmek istiyor.

Bu durum kalıcı bir huzur ortamına da kapı açarsa elbette ne ala lakin dünyanın pupa yelken bir çatışma haline gittiğini hep birlikte izliyoruz. Bu kapsamda hem Batı ile hem Körfez ülkeleri ile hem de Mısır gibi ilişkilerin sorunlu olduğu ülkeler ile sıcak ilişkiler geliştirecek bir diplomatik aktivizmin içine girdi.

Yukarıda temas ettiğim mücadeleler ve kazanımlar elde edilmeksizin restorasyon dönemine girmek elbette mümkün olmazdı zira sokaklarında terörün kol gezdiği, milli gelirin 3 bin dolar seviyelerinde kaldığı, hükümetlerin ömrünün aylarla ölçüldüğü bir ülke ile belli bir düzeyde ilişki kurulmaz, sadece talepler dikte edilirdi ve yıllarca edildi de.

ŞİMDİ SIRADA YUNANİSTAN VAR

Yunanistan ile Türkiye arasındaki beş temel mesele birkaç ziyaret ve uzatılmış barış eliyle düzelecek meseleler değildir. Bu meseleleri kabaca tasnif etmek gerekirse;