Rusya'nın öfkesi kime

Özellikle sosyal medyadaki çer çöpün içinden doğruyu bulmak artık ayrı bir iş konusu. Hem yalan haber ve görseller hem de manipülasyona kapı açan veri, hakikati arayanlar açısından büyük zaman kaybı.

Suriye'de meydana gelen olaylarda da bu gerçek değişmedi.

Sosyal medyada yine Suriye konusunda birçok yalan görsel ve haber mevcut. Şimdi bir de buna Rusya konusunda patlayan tartışmalar eklenince, Rusya konusunu bir çerçeveye oturtacak bir yazı kaleme almam zaruret oldu.

RUSYA, SURİYE'YE DÜN GELMEDİ

Rusya'nın Suriye'deki varlığı iç savaş ile başlamış değil, Soğuk Savaş döneminden bu yana Rusya Doğu Akdeniz'de varlık gösterebilmek için bulunmaktadır. Özellikle Suriye silahlı kuvvetlerinin envanteri ve harp doktrini tamamen Sovyet orijinlidir.

Diplomatik ilişkilerin başladığı 1944 yılından sonra ivmelenerek artan SSCB-Suriye ilişkisi, 1955 ila 1958 yılları arasında kuvvetli bir askeri ittifaka dönüştü. Bu üç yıl içerisinde Suriye, Sovyetler'den 294 milyon dolar askeri ve ekonomik yardım aldı. 1963 yılında Baas Partisi'nin askeri bir darbeyle yönetimi ele alması, Sovyetler ile Suriye ilişkisini geri dönülmez bir noktaya taşıdı.

1971 yılıyla birlikte Hafız Esad, Sovyetler'e Tartus'taki deniz üssünü açma izni verdi. Bu tarihten sonra Suriye ordusunun tüm eğitim süreçleri ve harp doktrini Ruslar tarafından inşa edildi. Rusların Afganistan'ı işgali diğer Arap ülkeleri tarafından kınanırken, Esad rejimi Rusya'ya en ufak bir eleştiri dahi getirmedi.

2011 YILI VE SONRASI DÖNEM

2011 sonrası başlayan iç savaş sürecinde muhalifler Şam'ın kapılarına dayanınca Obama yönetimi Rusya'yı bizzat sahada rahat hareket edebilmesi için motive etti.

30 Eylül 2015 tarihinde başlayan kanlı katliam, karadan İranlı çeteler ve Suriye rejim unsurları, havadan da Rus hava kuvvetleri eliyle gerçekleştirildi.

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Haşmetullah Felahat Pişe, 1 Şubat 2019 tarihinde Russia Today televizyonuna verdiği bir mülakatta 'Rusların, İranlıların ve Suriyelilerin kanları birbirine karışmıştır' diyordu.

Evet, Rusya ve İran bu dönemde yaptıkları katliamlarla yüz binlerce Suriyeliyi katletmişler ve Suriye topraklarında yaşayan her ana ve babanın vicdanına ya da her çocuğun bilinçaltına bu katliamları kazımışlardı.