Henüz 'Somali'ye bir uydu fırlatma rampası da nereden çıktı' demediler ama buna yakın cümleler ile Türkiye-Somali ilişkilerini zehirlemeye yönelik açıklamalarının eli kulağındadır.
Resmi makamlarca doğrulanmasa da geçtiğimiz günlerde basında Türkiye'nin Somali'de bir uydu fırlatma rampası ve balistik füze test merkezi oluşturmak istediğine dair haberler çıktı. Kuşkusuz Türkiye, Somali ile olan ilişkilerinde geldiği noktaya kolayca gelmedi.
Türkiye, Somali'nin başkenti Mogadişu başta olmak üzere etraf coğrafyayı terör ile terbiye edenlere karşı yıllardır bir mücadelenin içerisinde. Somali'de adeta sıfırdan bir güvenlik mekanizması ve bürokrasisi ihdas etti, sonra bu yapıyı yıllarca eğitti ve teçhiz etti.
Şimdi geldiğimiz noktada terör örgütleri ile Somali halkına bedel ödeterek, o topraklarda çıkarları doğrultusunda yapılar oluşturmalarına müsaade edilmediği gibi, okuldan hastaneye ve su kuyularına varıncaya kadar birçok güzel hizmetler sunuluyor.
Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Somali ve Cibuti ile arka arkaya savunma ve güvenlik odaklı anlaşmalar yapıldı.
Türkiye ve Somali, Somali'nin açık denizlerindeki üç blokta (yaklaşık 15 bin kilometrekarelik bir alan) petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma üzerine kapsamlı bir anlaşma imzaladılar. Mezkûr bloklardan ikisi karadan yaklaşık 50 km uzaklıkta diğeri ise 100 km uzaklıkta. Bu arama ve sondaj faaliyetleri sonuç verir mi vermez mi bilmiyoruz lakin Başkan Erdoğan'ın ifadesi ile 'Her arayan bulamasa da bulanların tamamı arayanların içinden çıkıyor'.
Türkiye'nin şimdi de Somali'de bir uydu fırlatma rampası inşa etmek istediği dillendiriliyor.
Peki neden Somali
Uydu fırlatma rampalarının diğer örneklerinden de anladığımız kadarıyla fırlatma istasyonlarının ekvator çizgisi üzerinde bulunması, gönderilen uyduların daha az yakıtla istenilen yörüngeye ulaşabilmesini sağlıyor. Dünyanın kendi etrafındaki dönüş hızından azami düzeyde faydalanılan hayali ekvator çizgisi tam Somali'nin başkenti Mogadişu üzerinden geçiyor.
Bunun dışında uzaya gönderilen uydunun başarısız olması durumunda, düşeceği alanın insan unsurundan arındırılmış olması gerekiyor. Bu yüzden fırlatma istasyonları genelde okyanuslar üzerindeki kara parçalarına inşa edilmiş durumda.