Esed ve Hamaney de izlesin: Şara Türkiye'de

Suriye Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Ahmed Şara, bu satırların kaleme alındığı saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmedeydi. Düne kadar İdlib kırsalında adeta bir cüzzamlı gibi yaşamak zorunda bırakılan ve Batı aklının en büyük gücü olan 'terör' yaftası ile mühürlenen Ahmed El Şara'nın şimdi Cumhurbaşkanı vasfı ile Suudi Arabistan'dan sonra Türkiye'ye gelişi, zaman denilen mevhumun önünde hiçbir şeyin duramayacağının açık bir göstergesi.

Bugün Türkiye'nin ortaya koyduğu mücadelenin Batı'yı en rahatsız eden tarafı, Batı'nın elinde var olan bir takım stampa kavramların hakikatini tüm dünyanın yüzüne çarparak ifşa edecek bir siyaset takip etmesidir.

Batı bu stampa kavramlar ile çoğu zaman Habil'i Kabil, Kabil'i Habil, kargayı appak, kirpiyi yumuşak gösterebilecek gücü yıllarca elinde bulundurdu ve bulundurmaya devam ediyor ama işi eskisi kadar kolay değil.

Bakın Gazze'ye...

Dünyanın gözü önünde soykırım yapılırken Batı karar mekanizmalarından tek kelam ses çıkmadı. Alman devletinin operasyon gazetesi Deutsche Welle, çatışmalarda sivilleri öldürmenin her zaman katliam olarak tasnif edilemeyeceğini yazdı, yazabildi.

Almanya'nın Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock HAMAS etkisiz hale getirilirken sivillerin kalkan olarak kullanılması durumunda, sivillerin de hedef alınabileceğini söyledi. Sayısız örnekler verebilirim ama bu köşeye sığdırmam söz konusu değil.

Dileyen Ursula Von Der Leyen'in söylemlerine, ABD Beyaz Sözcüsü John Kirby isimli ikiyüzlü tiplerin açıklamalarına bakabilir.

Elbette bunlar Türkiye dışından örnekler. Türkiye'de de siyasetten akademiye, medyadan iş dünyasına kadar bu stampa kavramların ellerine tutuşturulduğu bir kitle var. Mesela bu zavallı haramzadeler, Şifa Hastanesi vurulduğunda olayın failinin İsrail olamayacağına etraflarındaki kitleyi inandırmak için olmayan haysiyetlerini piyasaya sürerek, İsrail'in demokratik bir devlet olarak bu türden bir bombardımanı asla yapmayacağını iddia ettiler. Esed gibi bir diktatöre karşı çıkmaktan gayri bir suçu günahı olmayan bir halk, dünyanın gözü önünde yurtlarından sökülüp atıldılar, içeride direnç gösteren her kim varsa da stampa kavramlar ile mühürlendiler, bombalandılar, katledildiler. Daha birkaç gün evvel, Rusya'dan üst düzey bir heyet Şara ile ilişkilerini geliştirmek ve mümkünse Rus üslerinin Suriye topraklarında devamını sağlamak maksadıyla görüşmeler gerçekleştirdiler. Oysa o görüşmeye katılan heyet dahil,