Yılmaz Özdil

Sözcü

Domino taşı

Hepimizin bildiği eğlenceli bir çocuk oyunu vardır, domino tas

Deprem

Her depremden sonra aynı şey olur. Deprem profesörlerimiz aniden kıymete biner, ekran ekran dolas

Çocuk

Maiyetindekilere "c

Apo'ya bahçeli müstakil villa

2014 yılıydı, bundan önceki açılım dönemiydi, Öcalan'ın İmralı'daki şartlarının iyileştirildiği konuşuluyordu, televizyon verildiği, yanına sekreterya gibi çalışacak mahkumlar yerleştirildiği, hatta pek yakında cezaevinden çıkarılacağı konuşuluyordu, asrın liderimiz ise yalanlıyordu, "herhalde kalkıp da özel villa tahsis edecek halimiz yok" diyordu

Çok şeyler göreceğiz daha!

Turkc

Proje okul

Gerikafalı öğretmenler tarafından yönetilen, tutucu, bağnaz, toplumsal değişimlere sıkı sıkıya kapalı, eğitim denilen kavramı yasaklardan, disiplin yaptırımlarından, cezalardan ibaret gören, öğrencileri cendereye sokan, öğretmeyen ezberleten, asık suratlı bir liseydi. Sınıf, etüt, yatakhane üçgenine sıkıştırılan mutsuz öğrencilerin, daracık monoton

Mattia Ahmet

Amok koşucusu, duydunuz mu hiç bilmiyorum, durup dururken oturduğu yerden fırlar, elinde pala veya bıçak, koşmaya başlar, önüne çıkanı doğrar, rastgele... Sebepsiz, kontrolsüz, sırf öldürmek için hiddetle savurur elindeki kesici aleti, paramparça ederek yere serer, koşmaya devam eder, nereye gittiğini bilmeden... İnsanlar çığlık çığlığa kaçışır, o

Ucuz yumurta

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, Ümit Özdağ'ın tutuklanması filan derken, bu toz duman arasında gözden kaçırılıyor, ucuz yumurta kuyrukları başladı. Askıda ekmek, çıkma sebze, ucuz kıyma filan derken, yumurtaya kadar düştük. İş Yurtları Kurumu'nun satış mağazalarında sabahın ilk ışıklarından itibaren yüzlerce metre sıra oluyor, marketlerde 200 lira

Trump Erdoğan

24 yıl önceydi, 2001 yılı, öfkeli bir babanın çalıştığım gazeteye telefon etmesiyle başlamıştı her şey... Torpilden, liyakat sorunundan şikayet eden bir babaydı. Mevzu eğitim olduğu için, eğitim muhabirimize bağlamışlardı. Ateş püskürüyordu, "size güveniyoruz, sadece sizin gibi gazetecilere güveniyoruz" diyordu. Hırslı babalar vardır bilirsiniz, ço

Kurultay

İşine gücüne dolmuşla gidip gelenler gayet iyi bilir... O kadar boş yer varken, illa gidip şoförün yanındaki tekli koltuğa oturan tipler vardır. Daha on metre gitmeden başlarlar şoföre yalakalık yapmaya, "abi sizin de işiniz zor valla" derler. Bakarlar ki, şoför pek oralı olmuyor, goygoyun dozunu arttırlar, patır patır arka arkaya sıralarlar, "saba