Normal olmak ve normal kalabilmek

Normal kelimesi Fransızcadır. Kurala uygun, alışılagelen gibi anlamları vardır. Normal olmayana anormal denilir. Bu açıdan hayatımıza baktığımızda hemen her alanda normalden uzaklaşmaya, anormalliklere doludizgin savrulmaya başladığımızı söyleyebiliriz. Oysa şöyle bir gerçek var ki yerli ve millî olmayan bütün kültür akımları, kendisine yöneleni, içine aldığını bir girdap gibi yutup yok etmektedir. Günümüzün algı anaforunda insanlar gündem olmak için akla hayale gelmeyen anormallikler yapmaktadır. Ama ne yaparlarsa yapsınlar iki üç gün sonra yıldızı sönmekte kaybolup gitmekteler. Bu korkunç süreçte insanlık, aslında normalden uzaklaştığının farkında olmaz O zaman nasıl bir ortam oluşur Şöyle çevremize bir bakalım. Normal olmayan bir toplumda hak hukuk, edep ve saygı, ayıp ve günah vb. kalmaz. Öyle olunca da kim daha fazla kavgacı olursa ekmeği o kapıyor. Kimin sesi gür çıkarsa ortama o hâkim oluyor. Kim karşısındakini küçültürse kendisi o kadar büyük gözüküyor. Kimin ağzı bozuksa ağzı o kadar iyi laf yapan sayılıyor. Kim daha çok çalarsa o kadar malı oluyor. Kim daha çok süslenirse, dikkatin o kadar odak noktası oluyor. Kim ne kadar yalan söylerse o kadar çok kandırıyor. Kim ne kadar acımasız olursa kendisinden o kadar çekiniliyor. Kimden ne kadar çekinilirse, kendisine o kadar saygı duyuluyor. Dolayısıyla artık "itibar" yerine moda deyimle "saygınlık" parayla özdeşleşiyor. Kimse sözünde durmuyor. Çünkü kendisine söz verenlerin sözünde durmadığı bir aldatma zincirinde söz veren birinin sözünde durmaya gayreti, insanı 'körebe' oyununda, sürekli 'ebe' olan zavallı konumunda bırakıyor. Kısaca artık günümüz insanı, "normal insan" olmak yerine, ayakta kalabilmenin yeni kurallarını öğrenip uygulayan "yaratık" olmanın peşinde. Küreselleşen dünya artık insana bu iki tercihten birini seç diyor. Ya "normal insan" olarak toplumun alt katmanlarında alaycı bakışlarının maskarası olur ya da "yeni dünya düzeni"nin anormal uçlarında yaşamanın kurallarını uygular, benim yörüngemde uydu olursun Sen bilirsin, diyor. Hakan Kerem Özdemir ŞİİR Değişim Eskiden kapılarımıza "ya Fettah" ismi yazılır, Şimdilerde kapıların çoğunda "itiniz" yazılır Önceleri sofraya otururken besmele çekilir, Şimdilerde yemeğe oturmadan fotoğraf çekilir. Alt kat üst kat ve yandaki komşusunu tanımaz Amerika Rus Japon Çinliyle çetleşmeden yatmaz. Ana baba çok yaşlıdır kalsın artık huzurevinde, Kuş, kedi, köpek, pek şirindir bakarım ben bizim evde. Baba, dede hem de ninesini