"Çizgiyi aşmayın"

Adam resim sergisini gezerken bir tablonun başında durdu. Ressamı çağırıp tablodaki çizginin yanlışını düzelttirdi. Başka bir tablodaki boya tercihini de değiştirmesini istediğinde ressam "beyefendi lütfen çizgiyi aşmayın" deyip isteği reddetti.Bizler bazen çizgimizi de haddimizi de aşabiliyoruz. Kişisel arzularımıza uyan her şey bize doğru görünürken uymayan her şeye de öfkeleniriz. Duyguları düşüncelerin dışında tutmalıyız.Olumlu-olumsuz bazı değerler çok sonra anlaşılabiliyor. Bölgemizde şeker fabrikası kurulmuştu. Fabrika yetkilisi bilhassa besicileri küspe konusunda ikna edemedi. Fabrika çaresiz küspeyi uzakta bir dereye ihale ile döktürdü. Yetkili, köylülere "gün gelecek küspe satın almak için günlerce kuyrukta beklemek zorunda kalacağınız gibi burada ölümcül kavgalar bile olacak" demişti. Çok geçmedi tahminler aynen gerçekleşti...İleriyi gören, akıl sahibi kişiler dost-düşman çevreleri için bir nimetmiş. İşte ileri görüş de budur herhâlde.ABD Başkanlarından Abraham Lincoln köleliği yasakladığı zaman siyasi rakip ve düşmanları daha da çoğaldı. Gördü ki taraftarlarını sakinleştirmek gerekiyor. Onlara:"Sizin kişisel küskünlüğünüz benimkinden fazla. Belki ben sizden daha az güceniyorum. Ben hiç kimseyi sevip sevmediğime göre yargılamam. Hepimiz şartların, çevrenin, kazanılan alışkanlıkların, kalıtımsal kalıpların çocuklarıyız. Şu kısacık ömürlerimizi ağız dalaşı ile tüketmeyelim. Muarızlarınıza (rakiplerinize) karşı daha toleranslı davranmalısınız. Biliyoruz ki vatanseverlik tek başına yeterli değil. Nefret duymamak ve sert olmamak da gerekiyor. Aksi hâlde öç almanın ve nefret etmenin ağır bir bedeli var. Kişisel ihtiras, kin, nefret, kuyruk acısı gibi duygular taşıyan kişiler, kendileri ve çevrelerine yönelik sağlıklı kararlar alamazlar."Her türlü küskünlük bizim zihinsel huzurumuzu bozar. Geleceğimizi olumsuz etkiler. Her şeyi dert etmek bizi bir yere götürmez. Bazen terslikler de olacaktır. Maharet onları iyilikle savmaktır. Bu konuda daha fazla yazmak faydalı olmaz... Mustafa Ali Mahdum ŞİİR HAYALLERİM... Kırk yıllık günah sırtımdan sarkmış,Ne diz taşır ne de bu yorgun yürek.Hayallerim, yırtık heybem taşımışDökülmüş mezara toprakla dolmuş... Atılan son toprak son emeli örter.Geriye dönüşsüz bu kapıyı kitler.Bu kapı dünya, anahtarı son nefes,Can emanetti, kalmadı hiçbir heves. Nefes teklese de, boğazda rızık vardır.Gönül tespihinde dizilen tövbe yârdır,Sonsuz diyarına