Beyin gücü, beyin göçü -1-

Son zamanlarda istifa edip yurt dışına gitmeye çalışan doktorlar gündem oldu. Kimileri konuyu maalesef siyasi malzeme yaptı. Hâlbuki konu sanıldığından önemlidir. Doktorlarımızın sıkıntıları dinlenmeli ve bir an önce sorunları çözülmelidir. Her şeyden önce belirtmek isterim ki, istifa edip yurt dışına gitmeye çalışan doktorlara bakıp canımızı emanet ettiğimiz doktorlarımıza da haksızlık etmemeliyiz. Sayıları kesin olmamakla birlikte, beş ile on bin arasında telaffuz edilen doktor istifaları, asla hafife alınamaz. Lakin basında oluşturulan ülkenin durumunu olumsuz göstermek isteyen algıya da asla inanmayın. Sanırsınız ki bütün Türk doktorları Batı'ya gidebilmek için kuyruğa girmişler. Bu algı, önce dünyanın en güzel milletine, sonra da bu millete cansiparane bir şekilde hizmet eden on binlerce hekimimize büyük hakarettir. Bu kadar zor şartlarda çalıştığı hâlde öz yurduna ve milletine hizmet etmeyi tercih eden vatan ve millet sevdalısı doktorlarımızın sayısı, şükürler olsun ki "Türkiye'de yaşanmaz, Almanya'da maaş ve çalışma şartları çok iyi" diye reklam veren şuursuzlardan binlerce kat daha fazladır. Burada sorun yurt dışında çalışmak değil. Türkiye'de yaşanmaz, Almanya'ya gelin diye video çekebilecek kadar ileri gitmektir. Yıllarca ülkenin imkânlarından yararlanarak, en iyi okullarda ücretsiz eğitim alıp üç kuruşa öz yurdunu ve halkını karalamaya çalışmaktır. Ayrıca ülkenin kendine en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda cepheden kaçıp düşmanın kılıcını sallamak nasıl bir şuursuzluktur. Milletleri millet yapan, dini ve dünüdür. Bu ikisinden mahrum kalan nesillerde istikamet ve millî şuur asla gelişemez. Her konuda birinci rehberimiz olan sevgililer sevgilisi, Hendek Savaşı'nda şanlı Eshabı ile beraber çalışıyor, kendi de hendek kazıyordu. Peygamber efendimiz dâhil bütün sahabe açlıktan karınlarına taş bağlamıştı. O hâlde iken arkadaşlarına İstanbul'u müjdeleyen peygamberin ümmetinin biricik ideali Batı'ya gidebilmek mi olmalıydı Bu arkadaşlar Sultan II. Abdülhamid Han ile Pasteur'ün yazıştıkları mektubu biliyorlar mı İdris İspiroğlu ŞİİR Aşinâ Gecenin bir vakti, Lambalar yanıyor içimde, Duvarların kimsesiz sessizliğinde... Bir ben işitiyorum kalbimin serzenişlerini, Bir ben esiriyim pervasız düşüncelerin, Sığmıyor ne yere ne göğe içim... Hapsoldum çerçevelerin en keskinine, Hapsoldum vakitlerin en bilinmezine... Işıklar söndü zamansız, Evler hayalimin çizgisinde dalgın, Yorgun artık gözlerim yorgun argın... Hangi hayale tutunsam, Elimde bir çiçek gibi solduğunu gördüm.