Avludaki bebek

"Geleceğin cahili okuma yazma değil de bilgiye nasıl erişeceğini bilmeyendir" diyor Alvin Toffler. Gerçekten biz değişiyoruz. Ulaşılamaz bilgilerin ulaşılabilir kolaylığa gelmesiyle, her şeyi bildiğimiz ancak düşünmediğimiz bir çağdayız. Aslında tam olarak şöyle; bilgiye ulaşırken nasıl düşünülürdü, onu unuttuk. Buraya kadar nasıl gelmiştik Başlıktan anlaşılacağı üzere belli birikimlerin dolanımıydı şu an yaşadığımız gerçekler. Cahillik çeşitlilik gösterir elbette ancak toplum cahilliğini ne duyduk ne de bildik. Hayatı sürdürmenin gerektirdiği çarelerin bazılarını öğrendikleri ve hayata karşı bir savaş kazandıkları için, değişik düzeyde de olsa uygarlık denen bilgilenme ve toplumsal davranışlara değişik düzeylerde sahipler. 21. yüzyıl, 19. yüzyıldan daha gelişmiş, insana daha çok değer veren bir çağ olarak yaşansa da 19. Yüzyılın kazandırdığı düşünce özgürlüğü ve fikrin aydınlığını da aynı oranda yitirdik diyebiliriz. Onca birikimin, şimdilerde somut olarak yaşanan bir karşılığı olmalıydı. Bu tür soruların cevaplarını nasıl verebilirdim diye düşünürken gözlerimi kapatıp arkama yaslandım. Düşündüm. Geçmişin bilgisi ve şu anının gözleminin bir cevabı olmalıydı yazacaklarım. Fanatizm, at gözlüğü ve bir şey olmazcılık. Sözünü ettiğim üç kelimede cahil sarmalının temelinde var olan unsurlardır. İlerlemenin önündeki en büyük engel olarak göremediğimiz fanatizmin cahil sarmalında çok önemli bir yeri vardır. Kitlelerin cahil kalmasıyla ilgilenen belli başlı sınıflar vardır yeryüzünde ve çoğunluğu bürokrasi içinde görülür. Bilgi toplumunun oluşmaması için mevcut yerin korunması adına kampanya çalışmaları yaparlar. Halkın daha malayani işler ile ilgilenmesi için ellerindeki büyük gücü kullanırlar. Medyadan söz ediyorum. Faydası yok değildi medyanın ancak cahillik sonucunu görmezden gelemeyeceğimiz çok açıktır. Yönlendiriliş, sevk etme işlemlerinin tamamının yürütüldüğü ve dip dalga etkisiyle kitleleri sürükleyen kurum. Kitleler yani bizler cami avlusuna bırakılmış bebekler gibi hiçbir şeyden habersiz nefes alıp vermeye çalışıyoruz. Erdi Han ŞİİR Müptela Dediler hâli nicedir, Nice zamandır firak-ı ateş-i aşka müptela Dediler haber var mıdır yârdan, Kaç vakittir haber yok o diyardan. Dediler ol müptela-yı aşk ne söyler Oldum ben haste-i bî-ittisale müptela. Dediler