Kemalizmin 'Târih Tezi' ve 'Güneş-Dil Teorisi' hurâfeleri (11)

Tunuslu Habîb Hoca İzmir'in Hisâr Câmii'nde 1351'in Ramazan (1933 Ocak) ayındaki bir vaazında sırf Sahîh Ezân'ı müdâfaa ettiği için mârûz kaldığı zulmü 15-16, 20, 28.4.2020 târih ve 567-568, 571, 579 No'lu tefrikalarda anlattığımız Tunuslu Habîb Hoca'nın muhâkeme ve mahkûmiyeti hakkında da, 6 Nisan 1933 târihli Cumhuriyet'te (s. 3) bir hayli mâlûmât vardır: "...Tunuslu Habip Hocanın hakkındaki istinabeler okunduktan sonra müddeiumumi tecziyesini istedi. "Habip Hoca kendisini müdafaa ederek ezcümle dedi ki: '- Ben yalnız sünnet olan ezanın değil, farz olan namazın bile türkçe yapılabileceğini ayetle isbat edebilirim ve buna taraftarım. Buna rağmen nasıl olur da türkçe ezan aleyhinde bulunmuş olabilirim Ben mürteci değilim. Eğer gazetelerin yazmamasını temin ederseniz mühim söyliyeceklerim var.' "Bunun üzerine muhakemenin hafi olarak devamına karar verildi. Hafi celseden sonra alenî olarak muhakeme cereyan etti. Habip Hoca şunları söyledi: '- Benim hiç bir kastim yoktur. Muhakkak ceza verilecekse hudut haricine çıkarılmamı rica ederim. Hariçte gene Türk'lüğün lehinde çalışacağım.' Tunuslu Habîb Hoca Tedhîş Mahkemesi karşısında dik dursa, Allâh nezdinde ecri herhâlde çok daha fazla olurdu. Lâkin o da, dîğer Ezân Mazlûmları da kim bilir ne tazyîklere, ne ezîyetlere mârûz kaldılar ki Mahkeme huzûrunda hep "suçlarını" inkâr ederek zâlimlerin pençesinden kurtulmıya çalıştılar... Bu cümleden olarak, Bursa'daki Sahîh Ezân Hâdisesi üzerine "Mutlak Şef"in öncülüğünde bütün Memlekette estirilen tedhîş havasını göz önüne getirmek dahi onların nasıl bunaldıklarını anlamıya kâfîdir! (Yeni Söz, 2-19.4.2020554-570'e mürâcaat) Her hâl-ü-kârda, Habîb Hoca, "Öztürkce İbâdet"e tarafdâr olduğu husûsunda Mahkemeyi iknâ edememiş olmalı ki 163'ten mahkûm olmaktan kurtulamadı: "Mahkeme ceza kanununun 163 üncü maddesi mucibince Habip Hocanın bir sene ağır hapse konmasına ve yaşının ilerlemiş olması dolayısile cezasının altıda birinin tenziline ve ayrıca on ay da emniyeti umumiyenin nezareti altında bulundurulmasına karar verdi." (Emre Hasan'ın haberi, "Cumhuriyet, 6.4.1933, s. 3) Mâmâfih, Tunuslu Habîb Hoca, Çorum Ağır Cezâ Mahkemesi'nin karârını temyîz ediyor ve bu def'a cezâsı üç aya tenzîl ediliyor: "Evvelce bir sene ağır hapse mahkûm olan İzmir Hisar camii vaizlerinden Tunuslu Habip Hoca, bu kararı temyiz etmişti. Temyiz mahkemesi, kararı nakzetmiş ve tekrar yapılan muhakeme neticesinde Habip Hocanın cezası üç aya indirilmiştir. Suçlu, mahkûmiyet müddetini doldurmuş olduğundan tahliye edilmiştir." (Cumhuriyet, 16 Haziran 1933, s. 1) Dîğer "Ezân mürtecileri"nin muhâkemesi Cumhuriyet'in Mart-Nisan 1933 nüshalarından "Ezân suçluları"nın Çorum Ağır Cezâ Mahkemesi'nde muhâkemeleri hakkında daha başka câlib-i dikkat mâlûmât da öğreniliyor: 29 Mart 1933 târihli Cumhuriyet'in 3. sayfasındaki haber başlığı: "Bursa'lı mürtecilerin muhakemesi başlıyor... Çorum'da dün İzmir'den ve Amasya'dan getirilen iki maznun muhakeme edildiler..." şeklindedir. İzmir'den Çorum'daki tedhîş mahkemesine sevkedilen 63 yaşındaki Rodos'lu Murat oğlu Ali'nin bütün suçu, öğle namazından sonra cemâate: "İki Çeşmelik'de Ezân Arabca okunuyor, tebşîr ederim!" diye bağırmış olmasıdır. Bu adamcağız da Mahkemede "cürmünü" inkâr etmek zorunda kalıyor: "Maznun Rodos'lu Murat oğlu Ali 63 yaşında idi. İzmir'de, Karşıyaka'da Hamam paşa camisinde bir gün öğle namazından sonra cemaate 'İki Çeşmelik'te ezan arapça okunuyor, tepşir ederim' diye bağırmakla maznun bulunuyordu. "Şahit Maznûn cürmünü inkâr etti. Şahitlerin ifadelerinin İzmir'den istenmesi için muhakeme talik tâlîk edildi." "Mürteci Şeyh" Musu: "Bu Ezân değil, dans havasıdır!" dediği için Engizisyonculara hesâb veriyor Mardinli Şeyh Musu da, Kemalist Uydurma Ezânla câmide alay etmek cürmünden muhâkeme ediliyor ve o da, "cürmünü" reddetmek mecbûriyetinde kalıyor: "Dün Çorum'da mürteci şeyh muhakeme edildi "Çorum 30 'Hususî muhabirimizden' Ağırceza mahkemesi bugün Mardin'li Şeyh Musu'yu muhakeme etmiştir. Maznun evvelce kaçakçılıktan altı ay hapse mahkûm olmuştur. Elyevm bakkallık yapmakta iken Belediye intihabatına fesat karıştırmak ve ramazanda bir ikindi vakti camide türkçe ezan için: '- Bu ezan değil, dans havasıdır. Ayıp olmasa şimdi sizinle dansederim.' diyerek halkı türkçe ezan aleyhine galeyana teşvik etmekten ve devletin dahilî emniyetini ihlâlden suçludur. ... Suçlu: (Cumhuriyet, 19.4.1933, s. 3) Bursalı Ezân Mazlûmları, süngülerin refâkatinde, tedhîş mahkemesi gibi çalıştırılan Çorum