Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (56)

Yukarıda bahis mevzûu ettiğimiz gibi, CHP-Devlet'in nâşiriefkârı (Münâfık İdeolojinin, Münâfık Gazetesi) Hakimiyeti Milliye "Hâkimiyet-i Milliye", 8 Eylûl 1934 târihli nüshasının birinci sayfasında, Sultan Ahmed Câmii'nin "Umûmî Kütübhâne" yapılacağını haber vermişti. (Bilâhare Ulus ismini alacak olan Hakimiyeti Milliye'nin devâmı olan gazetedeki gibi- İmtiyâz Sâhibi ve Başmuharriri, Falih Rıfkı Atay, Yazı İşleri Müdürü, Nasuhi Esat Baydur idi. Gazetenin Müessisi, doğrudan doğruya, Mustafa Kemâl'dir: "Hakimiyeti Milliye'yi kuran Atatürk'tür. Gazetemize ULUS adını da O verdi. Adımız, andımızdır; Atatürk'ün ulusçuluk yolunda yürüyeceğiz." -28 Sonteşrîn 1934 târihli Ulus'un manşeti-) Aynı gazetenin hemen bir gün sonraki nüshasında, "Yarı-siyasî" başlıklı sütûnunda "Ayasofya Müzesi" hakkında bir fıkra kaleme alan Burhan Belge ise, Sultan Ahmed Câmii'nin, Ayasofya Câmii ile berâber müzeye tahvîl edileceğini haber veriyor... Bu icrââta dâir Hükûmet Karârnâmesi imzâlanmadan iki buçuk ay kadar evvel bu haberlerin mezkûr gazetede intişâr etmesi, Gazeteye bu istikâmette mâlûmât verildiğini, yalnız, Sultan Ahmed Câmii'nin "umûmî kütübhâne"ye veyâ "müze"ye tahvîli husûsunda mütereddid kalındığını, aynı zamânda da, belki, efkârıumûmiyenin nabzının yoklanmak istendiğini gösteriyor... Netîce olarak, "Mutlak Şef", Ayasofya Câmii ile berâber Sultan Ahmed Câmii'ne de bir darbe indirmek için zemîni müsâid görmemiş olmalı ki bu "müze" veyâ "umûmî kütübhâne" projesi tahakkuk ettirilemiyor... (Her ne kadar, sâliklerinin gözüne "ilâh" olarak görünseler de, totaliter şeflerin kudretinin de bir haddi vardır...) Burhan Asaf Belge'nin "Ayasofya Müzesi" başlıklı işbu makâlesinde dikkati çeken bir başka husûs, Belge'nin, Ayasofya Câmii'nin "Bizans Müzesi"ne tahvîlini, Laik Zihniyet ve Rejimin bir îcâbı olarak takdîm etmesidir. Onun îzâhatınca, "Ayasofya Bizans Müzesi", artık "lâik cümhuriyetin bir remzi" olmuştur; hâlbuki o, daha evvel, "teokratik rejimin bir remzi" idi... Dîğer tâbirle, Laik, yânî Materyalist Rejim artık Müslümanlığın hâkimiyetine son vermiş, "Ayasofya Bizans Müzesi" de Kemalizmin bu "zafer"inin remzi olmuştur... Remzi olduğuna göre, o, artık bir tabudur; ona dokunulamaz, o, "Bizans Müzesi" statüsünden çıkarılamaz, dîğer bütün Kemalist İnkilâblar gibi, Ayasofya İnkilâbı da ebedîdir... (14.5.2022; http:www.yenisoz.com.trmarmara-da-sicakligin-mevsim-normallerinin-uzerinde-olmasi-bekleniyor-haber-46687) (14.5.2020) "Mutlak Şef", Ayasofya Câmii'ni "Bizans Müzesi"ne tahvîl ettiği gibi, bir dîğer ecdâd yâdigârı şâheserimiz olan Sultan Ahmed Câmi-i Şerîf'ini de "Umûmî Kütübhâne" veyâ "Müze" yapmak niyetindeydi. Lâkin ilk çalışmalarına başlanmış projesi, ikmâl edilemedi... Bu meyânda, Belge'nin, Münâfıklık üzerine kurulu Kemalist stratejiye muvâfık olarak, Türklük ile Müslümanlığı, hattâ (Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cümhuriyetine... Nasıldı Nasıl Oldu propaganda kitabında, -Vedat Nedim Tör ile müştereken- galîz hakâretlerle bahsettiği) Osmanlılığı birbirinden tefrîk ederek, burada, "Türklüğü" ve Fâtih Mehmed Han merhûmu övmesi de dikkatten kaçmıyor... Türklerin "teokratik devrini" (onların nazarında herhâlde Türklerin "câhiliyet devri"ni) reddedip mürâîce- "Türkleri" "dünyâda Laikliğin rehberleri" olarak takdîm edecek kadar ileri giden bir tefrîk! Ve nihâyet, âşikârdır ki Burhan Belge'nin "Bizans Müzesi'ne tahvîl edilmiş Ayasofya'nın artık lâik cümhuriyetin bir remzi" olduğunu vurgulıyan makâlesi, çok muhtemelen bizzât Mustafa Kemâl tarafından (14 Teşrînisânî 1932 târihli Cumhuriyet'te) "Yunus Nadi" imzâsıyle kaleme alınan ve "Artık Ayasofya dinî bir mabet olmaktan ziyade insanî ve tarihî bir abidedir."