Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (45)

Sap ile samanı birbirine karıştıran fanatik Kemalist Halil Ethem Eldem'in Münâfıkça beyânâtı Yunus Nadi veyâ çok daha muhtemelen bizzât "Büyük Şef"in başmakâlesinin hemen yanındaki sütûnda Halil Ethem'in beyânâtı haber yapılmış, haber metni, Halil Ethem ile Whittemore'un yanyana çekilmiş bir resmi ve "Ayasofya'nın dahilinden bir manzara"nın altına yerleştirilmişti. Mustafa Kemâl'in İstanbul Meb'ûsu tâyîn etmiş olduğu Arkeolog (ve Müzeler Umûm Müdürü) Halil Ethem Eldem, "Büyük Şef"ine minnet borcunu, mozaiklerin meydana çıkarılıp restore edilme çalışmalarını destekliyen beyânâtıyle bir nebze ödemiş oluyor... Sap ile samanı birbirine karıştıran Halil Ethem'in "fetvâ"sına nazaran, İslâmda tasvîr yasağı olmadığı gibi insan ve hayvan resimleri önünde namaz kılmakta da beis yoktur ve bir asır evveline kadar zâten böyle ibâdet edilmekte imiş, ancak Abdülmecîd Han'dan îtibârendir ki Müslümanlar "taassub"a sapıp tasvîrler önünde namaz kılmayı reddetmiş, mozaikleri de badanayle kapatmışlar... "Büyük Şef"in veyâ kalemşörünün, Avrupa Medeniyeti nâmına Müslümanlığa ve Osmanlı Türklüğüne nefretle cephe alan başmakâlesine mukâbil, Halil Ethem'in beyânâtı, Müslümanların zihnini bulandırarak onları yapılan işin meşrûiyetine inandırma gayreti içindedir... Cumhuriyet gazetesi, "Halil Ethem Beyefendinin bu beyanatını", "gayet kıymetli ve âlimane" olduğu takdîmiyle, "aynen neşrediyor": "İslâmda tasvirin men'i sonradan uydurma bir şeydir. Kur'anda buna dair bir kelime bile yoktur. "Hatta hicretin ta bidayetinde ve yirminci senesinde bir tarafı kelimei şehadet, diğer tarafı Bizans İmparatorlarının resimlerini havi ve Mısır'da mazrup altın sikkeler olduğu gibi Emevi halifesi Abdülmelik ki gene hicretin ilk asrında yaşıyordu, kendi tasvirile sikke ve madalya bastırmıştır. "Bağdat'ta Tılsımkapısı namındaki bir kale kapısının üzerinde bir halifenin kabartma resmi vardı. "Emevi halifesi Velid'in Suriye çölünde inşa ettirdiği bir sarayın duvarları insan resimlerile boyanmıştı. Bu binanın harabesi resimlerle beraber elân mevcuttur. "Mardin'de altıncı hicrî asırda hükûmet eden ve sünnî mezhepte olan Artık oğullarının bastıkları bütün sikkelerde insan resimleri vardı. Böyle daha nice misaller getirilebilir. "Fatih İstanbul'u aldığı vakit kiliselerin resimlerile mozayıklarına dokunmadı. Evliya Çelebi Ayasofya'nın tasvirli mozayıklarından bahsediyor. Gene 1730 tarihlerinde İstanbul'a gelen bir ecnebi seyyah Ayasofya'nın dahilinde mevcut olan resimli mozayıkların örneğini çıkarmıştır ve kitabında münderiçtir. Türklerin İstanbul'da buldukları mozayıkları tahrip etmedikleri Kariye ve Fethiye camilerinin tezyinatile müeyyettir. Kariye camiini Hadım Ali Paşa sadrazam iken camie çevrmişti, resimleri olduğu gibi muhafaza etti. "Sultanahmet meydanında Dikilitaş'ın kaidesindeki kabartma resimler de olduğu gibi kalmıştır. "Fatih Sultan Mehmed'in resme ne kadar merakı olduğu bütün cihanda malûmdur. Hatta Venedik'ten ressamlar celbederek kendi portre ve madalyasını yaptırdığı gibi Topkapı sarayındaki köşkleri de resimlerle tezyin ettirmişlerdi. Ondan sonra gelen ve pek mutaassıp oldukları malûm olan Osmanlı sultanlarının ekserisi Avrupa'lı ressamlar vasıtasile kendi portrelerini yaptırmışlardır ki elân bunlar mevcuttur. "Ayasofya'da bilhassa Abdülmecid'in zamanında yapılan büyük tamirde resimlerin üzerleri çirkin badanalarla örtülmüştür. "Amerika'lı âlim M. (Whittemore) bu nefis asarı temizleyip meydana çıkarmağa uğraşıyor, ve bu yolda pek büyük masraf ihtiyar ediyor. Buna teşekkür edeceğimiz yerde bazı gazeteler bunun bir dinî maksada mebnî olduğunu ileri sürerek aleyhinde yazdılar. Sabık Maarif Vekili Esat Bey Ayasofya'da bir iskelenin üzerine çıkıp mozayıkların nasıl temizlendiğini bizzat gördü. 'Cumhuriyet' te buna dair sitayişkârane beyanatı vardır. "Bu âlim sırf ilim ve san'at namına bu zahmeti ihtiyar ediyor.