Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (49)

"Sekiz büyük Haç şimdi bütün parlaklıklarile görünmektedir" "Bu geçen sekiz ayda narteksin tonoslarının tonozlarının son temizleme işleri bitirilmiştir. Narteksi kaplıyan mermerler temizlenmiş, birçok yerleri tamir edilmiştir. Narteksin büyük yüksek pencereleri yıkanmış ve birçok kırık camları takılmıştır. Şunu söylemek isterim ki mermerlerin temizlenmesinde yapma bir parlaklık verilmeyip ancak asıllarındaki rengin ve damarların görünmesine, korunmasına dikkat edilmiştir. "Narteksin içeri girilen kapıları üstündeki sekiz büyük haç şimdi bütün parlaklıklarile görünmektedir. "Hazreti İsa, Meryem Ana, Cebrail ve İmparator Altıncı Leonun mozayik resimleri aylarca dünyanın dikkatini üzerine çekmiştir. "Narteks mermerleri; mozayikleri, mozayikli resimleri ve çiçekli nakışlarile dünyanın en büyük altın sahasıdır. "Bütün ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde 1 Haziran 1935 târihine kadar hafta sonu tâtil günü olan cumadan maada her gün sabah saat sekizden öğleye kadar ve öğleden sonra birden beşe kadar caminin kıble tarafında çalışılmıştır. Buralarda çelik raylar üzerinde yürür tekerleklere bindirilmiş teleskopvari sahanlık ile kıbledeki tabakanın tonoslarına ulaşan ikinci iskele ve her yere uzanan ve yürüyen başka bir merdiven kullanılmıştır. Bunlar tonoslara ve duvarlara yetişebiliyor ve sıvaların altında hâlâ mozayık bulunup bulunmadığı yoklanıyordu. "Kıble batıdaki vestibülde bulunan mozayik resim nisanda, bu resmin tarifi yapılıp açılmak üzere, hazır bulunacaktır." (Cumhuriyet, 22.11.1934, s. 5) (Cumhuriyet, 22.11.1934, s. 5) Mustafa Kemâl'in Ayasofya'daki mozaikleri meydana çıkarıp restore etme vazîfesi verdiği Amerikalı misyoner Thomas Whittemore, Ayasofya Câmii'ni Bizans Müzesi'ne tahvîl eden Hükûmet Karârnâmesi çıkmadan üç gün evvel, bir matbûât toplantısı yaparak, çalışmalarda kat'ettikleri büyük mesâfeyi gazetecilere anlatıyor ve ifthârla haber veriyor: "Narteksin içeri girilen kapıları üstündeki sekiz büyük haç şimdi bütün parlaklıklarile görünmektedir"... Kemalist Hükûmetin Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi'ni Bizans Müzesi'ne tahvîl eden Karârnâmesi: "Bütün Şark Âlemi sevinecek" imiş! Whittemore'un (dîndaşlarından aldığı büyük mâlî yardımlarla devâm eden) hummalı çalışmları, bu sûretle, büyük mesâfe kat'edip Ayasofya az-çok eski Bizans rûhunu kazanınca, "Mutlak Şef", onu "Bizans Müzesi" îlân etmenin vaktinin geldiğine karâr verdi. Bu meyânda, zâten "Şef"in niyeti, matbûâta sızdırılmış, 1934'ün Eylûl ayında, gazetelerde, Ayasofya'nın müzeye tahvîl edileceğine dâir haberler intişâr etmiye başlamıştı... (Meselâ Hakimiyeti Milliye, 8.9.1934, s. 1; Cumhuriyet, 9.9.1934, s. 3; Sadri Ertem'in yukarıda naklettiğimiz fıkrası, v.s.) "Şef"in hazırlattığı -Ayasofya Câmii'ni Bizans Müzesi'ne tahvîl eden- İcrâ Vekîlleri Hey'eti Karârnâmesi, Whittemore'un matbûâta -yukarıda naklettiğimiz- beyânâtından hemen üç gün sonrasının târihini taşıyor: 24 Teşrînisânî 1934... 1929'da başlıyan vetîre, böylece, İcrâ Vekîlleri Hey'etinin 24 Teşrînisânî 1934 târihli Karârnâmesiyle hedefine ulaşmış oluyor ve pek çok mümâsili gibi işbu Karârnâmede de, Kemalist Totaliter Rejimin ikiyüzlülüğü sırıtıyordu: Gûyâ İstanbul'u Türke ve Müslümanlara vatan yapan ecdâdın mukaddes emânetini Bizans Müzesi'ne tahvîl fikri, Maârif Vekâleti'ne âidmiş... Gûyâ "Ayasofya Câmii'nin müzeye çevrilmesi, bütün Şark yânî İslâm Âlemini sevindirecek" imiş... Gûyâ "Ayasofya