Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (4)

Semavi Eyice'nin tesbîtiyle de, Ayasofya, ancak Müslümanların himmetiyle bugüne ulaşabilmiştir Ayasofya Câmii ve külliyesindeki muhtelif eserler hakkında TDV İslâm Ansiklopedisi'ndeki birkaç makâlenin müellifi olan kıymetli San'at Târihi Profesörü, rahmetli Semavi Eyice de (İstanbul, Kadıköy, 9.12.1922 İstanbul, 28.5.2018, Fatih C. Hazîresi), Ramazanoğlu'nun (Müslümanlar tarafından tahkîm edilmesi sâyesindedir ki Ayasofya binâsının ayakta kalabildiğine dâir) tesbîtini têyîd ediyor: "Ayasofya mimarisinin esası, hıristiyan dinî yapılarının hâkim planı olan bazilika biçimine göre yapılmış olmakla beraber, iki mimar, bu yapının orta mekânının üstünü, pandantiflerle esas kabuğu, şişmiş bir yelken gibi bütün teşkil eden, çapı yaklaşık 31-33 metreyi bulan basık büyük bir kubbe ile örtme yoluna gitmişlerdir. Bu büyük kütle baskısını karşılamak üzere batı-doğu ekseni üzerinde kademeler halinde inen ve ufalan yarım kubbeler yapılmış, yanlarda ise baskı, galerilerde yan duvarlardaki pâyeler ve kemerlerle tonozlar yardımıyla karşılanmıştı. Bu çapta ve tertipte bir yapıyı bu derecede büyük bir kubbe ile örtmek aslında büyük bir cesaret idi. Ancak yapının statik bakımından bu ağırlığı çok güç karşıladığı da bir gerçektir. Gerek Bizans gerekse Türk devrinde duvarlara dışarıdan eklenen büyük destek payandaları yardımıyla Ayasofya bugüne kadar ayakta tutulabilmiştir. ... "II. Selim zamanında Ayasofya'nın etrafı onu saran ve yapıya zarar veren evlerden kurtarılmış, ayrıca Mimar Sinan tarafından takviye payandaları yapılarak yapının çökmesi önlenmiştir. Bu vesileyle bir de minare yapılmıştır ki bunun güneydoğu köşedeki (yivli) minare olması kuvvetle muhtemeldir." (Semavi Eyice, "Ayasofya", T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 1991: IV207, 208; kezâ, Eyice 2012: 2) (https:www.malumatfurus.orgayasofyanin-minarelerinin-yikilmasina-karar-verildigi-iddiasi; 24.8.2022) Ayasofya'nın islâmî şahsıyeti, hemen ilk nazarda, dört köşesinden semâya yükselen zarîf minârelerle tebârüz ediyor... Eyice'nin araştırmalarına göre, bunlardan tuğla minârenin bânîsi, II. Bâyezid Han, "16. asrın ikinci yarısında" inşâ edilen ve dördünün en alımlısı olan- yivli minâreninki muhtemelen- II. Selîm Han, "İkiz Minâreler"inki (birbirinin benzeri olan son ikisininki) de III. Murâd Han'dır. Tuğla minârenin mîmârı mechûl, dîğerlerininki, Mîmâr Sinan'dır. (Rahmetullâhi aleyhim!) Dîğer taraftan, Ayasofya Bizans Müzesi Müdürlerinden Muzaffer Ramazanoğlu'nun şu tesbîti gâyet şâyân-ı dikkattir: "Minâreler de sanki organik olarak inşâ edilmiş hissini vermektedir"... Âzâde Akar'ın müşâhedesi 1960'lı, 70'li senelerde Ayasofya'daki Türk eserleri ve bilhassa süslemeleri üzerinde çalışarak bu mevzûda çok kıymetli bir makâle neşreden Türk san'at târihi mütehassısı Âzâde Akar'ın müşâhedesine nazaran, Türkler, bu mâbedi o kadar candan benimsemiş, ona asırlarca öylesine hizmet etmiş ve eserleriyle onu o kadar zenginleştirmişlerdir ki Ayasofya, artık en az bir Bizans eseri olduğu kadar bir Türk eseridir de: "(XV. asırda harab hâlde olan) Ayasofya bugün bütün haşmeti ile ayakta duruyorsa bu zaferini Osmanlı Türkünün 500 sene içinde gösterdiği san'at sevgisine, titiz ihtimamlarına ve yerinde onarımlarına borçludur. Bugünkü durumu ile bu şahane âbide Bizansa olduğu kadar Türklere de şan ve şeref veren bir eserdir. Onu yapan Bizanslılar ise de, yaşatan Türklerdir." (Âzâde Akar, "Ayasofya'da bulunan Türk Eserleri ve Süslemelerine Dair Bir Araştırma", Vakıflar Dergisi, sayı 9, Ankara, 1971, ss. 277-290 26 s. resim, s. 278) Âzâde Akar'ın hem geniş kitâbî araştırmaların, hem de mahallinde yapılmış tedkîklerin mahsûlü olan- makâlesinde, Osmanlı devrinde Ayasofya'ya ilâve edilen eserlerin uzun bir listesi mündericdir. Bunu, biraz aşağıda aynen iktibâs edeceğiz. Ayrıca, aşağıda, bir taraftan, son beş-altı asır zarfında Ayasofya'nın kazandığı islâmî şahsıyete, dîğer taraftan Kemalizmin Ayasofya'daki tahrîbâtına dikkati çekerken, bilhassa Eyice ile Akar'ın verdiği bilgilere mürâcaat edecek, bunlara, lüzûmu hâlinde, başka (şâyân-ı îtimâd) kaynaklardan derlediğimiz bilgileri ilâve edeceğiz. Ayasofya'daki ecdâd yâdigârları Îzâhtan vârestedir ki, her şeyden