Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (14)

Onlar, kendi hâtıralarını yaşatmak endîşesi taşırken de, bunu, umûmiyetle (câmiler, mektebler, kütübhâneler, çeşmeler, köprüler, hamamlar, çeşid çeşid vakıflar gibi) "hayrât" cinsinden eserlerle yapıyorlar... Yânî öyle eserlere vücûd veriyorlar ki bunlarda san'at veyâ estetik ile fayda unsuru birleşiyor: Eser, san'at kıymeti taşımakla berâber, insanların maddî-mânevî mühim bir ihtiyâcını da karşılıyor... Çok def'a, bu eserlerin bânîleri de bilinmiyor, san'atkârları da... Meselâ Ayasofya Kütübhânesi'nin veyâ Şadırvanı'nın mîmârları kimlerdir, emeği geçen muhtelif ustaları, san'atkârları kimlerdir O güzelim mermerleri hangi ustalar yontmuş ve üzerlerine hatları hâkketmişlerdir, hayrân hayrân seyrettiğimiz çiçek motifleriyle donanmış pırıl pırıl tunc şebekeler kimlerin elinden çıkmıştır, duvarları, kubbeleri, v.s. kaplıyan süslemeleri hangi nakkaşlar işlemişlerdir, her biri hârikulâde bir san'at eseri olan çiniler kimlerin îmâlâtıdır Onların mechûl kalışları, belki biraz ihmâldendir... Belki de daha ziyâde mechûl kalmak istemelerindendir... Zîrâ bu sadaka-i câriyelerin sevâbları onlara yetmektedir... Âlemlerin Rabbi nezdinde makbûl bir kul olmayı en büyük mükâfât bilmektedirler... Ya içinde yaşadığımız şu fetret devrinin Müslümanları Müdhiş bir şahsıyet aşınması içinde, duvarlara boy boy insan resimleri asıp onlara tâzîm gösteriyor, îtibâr ettikleri şahsıyetlerin heykellerini dikiyor ve heykellerinin önünde ihtirâm vakfesi yapıyorlar... Dalâlet, meselâ Köroğlu'nun devâsâ heykellerini dikmekle de kalmıyor, onlar, artık, Sabataîler gibi, mezar taşlarına ölülerinin resimlerini koyuyorlar! Dahası, şuûrsuzluğun karanlığına gömülmüş bir "imâm", vazîfeli olduğu câmiin hâricî duvarlarına Mustafa Kemâl'in bir posterini asmak cür'etini göstermedi mi Korkarız, yakında onun resim ve heykellerini câmi içine sokanlara da rastlarız! Nitekim, bâzı "Alevî" zümreleri, Ali, Hacı Bektaş ve Kemâl posterleri önünde "ibâdet" etmiyorlar mı Ayasofya Câmii'nde hat levhaları Gerek Câmi'in içi, gerekse külliyeler birbirinden muhteşem ve farklı üslûblarda hatlarla süslüdür. Mücerrede yönelmiş İslâm san'ati, hat san'atkârlarının elinde, en zarîf harfler şeklinde tezâhür ediyor. Mâmâfih, san'at, nihâî gâye değil; her şeyden evvel, İlâhî Teblîğin en güzel bir vâsıtası... Âdem oğluna hayâtının mânâsını ve iki cihân saâdetinin yollarını öğreten Âyet-i Celîleler, hat san'atiyle, insanı gönülden kavrıyan şekillere bürünüyor; bu şekiller dahi, her çeşit beşerî tasavvurdan münezzeh bir Ulûhiyet Telâkkîsini telkîn ediyor... Câmi içinde hemen dikkat çeken hatlar, 7,5 m kutrundaki yuvarlak levhalar içine yerleştirilmiş celî hatlardır. "İç kubbe kemerlerinin kasnakla birleştiği kısımlara" (Akar 2006: 282) yerleştirilmiş Levhalar, Lafz-ı Celîl ile Resûlullâh'ın, Hulefâ-i Râşidîn'in ve Hazret-i Peygamber'in iki torununun isimlerini hâvîdir. Ayasofya'da Abdülmecîd Han ve Şeyhülislâm Mekkîzâde Mustafa Âsım Efendi'nin himmetiyle yapılan büyük restorasyon, tâmirât ve ilâve inşâât çalışmaları esnâsında (1849) asılmışlardır. Hatlar, Kazasker Mustafa İzzet Efendi'ye âid olup onun tarafından evvelâ küçük eb'âdda yazılmışlar, müteâkiben, talebelerinden "Şefik Bey ve Ali Efendi tarafından kareleme usûlüyle büyültülerek Câmi dâhilinde kalıplar hâlinde hazırlanmışlar, dâirevî zemînlerine varak altınla yazılarak yerlerine takılmışlardır. Çerçeveleri Bahriye Marangozhânesi'nde yaptırılmış olup yekpâre değil, parça hâlindedir." (Âzâde Akar'ın -2006: 282- Dr. Sedat Kumbaracı'nın "Ayasofya'nın Levhaları" başlıklı makâlesinden Hayat Tarih Mecmuası, Şubat 1970, s. 74- naklettiği mâlûmâta nazaran) Bu devâsâ hat levhalarının yerinde, evvelce, daha küçük eb'âdda ve mustatîl çerçeveler içinde "Teknecizâde İbrâhim Efendi tarafından celî sülüs hattı ile yazılmış levhalar bulunmaktaydı. (Teknecizâde'nin) imzâsı, 'Allâh' isminin yazılı olduğu levhada belirtilmiş olup 1644 (H. 1054) târihini taşıyordu." (Akar 2006: 282) Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin, Ayasofya'da, (talebeleri Şefik Bey ve Ali Efendi tarafından büyültülen) mezkûr devâsâ levhalardan mâadâ muhteşem bir eseri daha vardır: Kubbenin iç yüzünde, göbeğin etrâfında, "11,3 m çapındaki" (https:www.kulturportali.gov.trturkiyeistanbulgezilecekyerayasofya-muzesi; 6.10.2022) "müdevver" (yuvarlak) yazı... Nûr Sûresi'nin 35. Âyet-i Kerîmesinden bir kısmını ("Allâh, semâvât ve Arzın nûrudur. İlh...") ihtivâ eden bu hat, "celî sülüs" üslûbundadır. (Fatih Sarımeşe, 9.2.2022; https:www.gzt.comcinstarihe-taniklik-eden-essiz-sanat-eserleri-ayasofyanin-hat-levhalari-3561500;