Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (116)

(Bozkurt 2019: 20) Velîd Ebüzziyâ'nın neşrettiği Tasvîr-i Efkâr gazetesinin 22 Teşrînisânî 1344 (22 Kasım 1918) târihli nüshasında, Yüzbaşı Cevâd Rifat Bey'in "Sûriye Hezîmet-i Fecîası" başlıklı tedkîkinin ertesi günden îtibâren tefrika edileceğine dâir manşet haber: "Filistin Hezîmeti Nasıl Oldu" Yüzbaşı Cevâd Rifat Bey'in Filistin Hezîmetine dâir şahâdeti fevkalâde kıymetlidir; onu neşreden araştırmacının bunu takdîr etmesi lâzım gelirdi "Güney Cephesi Savaşları" başlıklı İkinci Bölümde, Müellif, (paylaşmadığımız bir perspektifle) Filistin Harbini bahis mevzûu etmiştir. Bu kısım, ana hatlarıyle, resmî târihin bir tekrârıdır ve akla şu suâli getiriyor: Mâdemki 4. Ordu Kumandanının Yâveri Yüzbaşı Cevâd Rifat Bey'in Filistin Harbine, hassaten Filistin Hezîmetine dâir şâhidliğinin bir kıymeti yoktu, öyleyse onca zahmete girip bunları bir kitabda neşretmenin ne lüzûmu vardı Hâlbuki böyle bir çalışma yapan araştırmacıdan beklenen, en azından resmî târihin iddiâlarıyle Cevâd Rifat'ın iddiâlarını mukâyese etmek, hepsini bir tenkîd süzgecinden geçirmek ve netîce olarak, hakîkatin ne olabileceğine dâir bir kanâate varmaktır... Aslında, Bozkurt, bir kanâate varmıştır; ama bu kanâatinde, Cevâd Rifat'ın şahâdetinin hiçbir têsîri görülmüyor. Onun zannınca, Cevâd Rifat'ın şahâdetine îtibâr edenler, sırf Antikemalist oldukları için Mustafa Kemâl'e iftirâ edenlerdir: "Cevat Rifat Bey (Atilhan), 1950'de Necip Fazıl Kısakürek'in sahibi olduğu Büyük Doğu dergisinde 'Dedektif X" imzasıyla bir yazı kaleme alır. Yazıda, Mustafa Kemal Paşa'nın Filistin Cephesi'ndeki faaliyetleri tartışılır, hatta kendisi Osmanlı Devleti'ni yıkan adam derecesinde 'ihanet'le suçlanır. Böylelikle, Mütareke döneminin gizemli polemiği yaklaşık 32 yıl sonra Türk kamuoyunda yeniden alevlenir. Fakat, bu sefer tek taraflı olarak... Atilhan'ın, Mustafa Kemal Paşa hakkında ileri sürdüğü iddialar, sonradan Atatürk aleyhtarı çevreler tarafından bir karalama kampanyasına dönüştürülür." (Bozkurt 2019: 11) Bozkurt, kitabının 40. sayfasında, Antikemalistlerin Cevâd Rifat'ın iddiâlarını dahi tahrîf ederek bir iftirâ kampanyasına giriştiklerini iddiâ ediyor (hâlbuki yukarıdaki pasajda, Mustafa Kemâl'i ihânetle ithâm edenin, Cevâd Rifat olduğunu ifâde etmişti): "1918 Kânûnuevvel'inde, Mustafa Kemal ile Cevâd Rifat arasındaki polemikten ilham alan kimi çevreler, iddiaları çarpıtarak Atatürk aleyhinde bir karalama kampanyasına dönüştürmüştür." Bozkurt, bu paragrafın ilk cümlesinde, Necip Fazıl'ın Büyük Doğu'nun 8 Eylûl 1950 târihli 25. sayısında- "Dedektif X Bir" ("Dedektif X" değil) imzâsıyle kaleme aldığı "Hakikat; Hakikat İçin Hakikat!" başlıklı makâlesini Cevat Rifat'a atfetmekle şâyân-ı hayret bir hatâ yapmıştır. Hattâ bu iddiâsının bir mesnedi, makâledeki üslûbun Cevat Rifat'a âid olduğudur: ""Hakikat; Hakikat İçin Hakikat!" başlıklı yazıda verilen askerî detaylar, sergilenen üslup ve tonlama, bu yazının Cevat Rifat Beye ait olduğunu göstermektedir. Büyük Doğu dergisinin aynı sayısında yayına başlanan ve Cevat Rifat Atilhan'ın Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke Dönemi hatıralarını anlatan 'Görünmeyen İnkılâp' başlıklı tefrika, bu tespiti teyit etmektedir. Nitekim, Cevat Rifat Bey, Mustafa Kemal Paşa'ya yaptığı suçlamaları burada da yineleyecektir." (Bozkurt 2019: 39-40) Müellifin, Necip Fazıl'ın üslûbuna pek yabancı olduğu anlaşılıyor; yoksa, Necip Fazıl'ın üslûbuna âşinâ bir araştırmacı, hattâ alelâde bir okur, "Hakikat; Hakikat İçin Hakikat!" başlıklı makâlenin Necip Fazıl'ın kaleminden çıktığını hemen anlardı. (Şu başlık dahi ona mahsûstur!) Üstelik, yukarıda, "Görünmeyen İnkılâp"taki bâzı üslûb husûsiyetlerine dikkat ederek, misâllerle, bu makâle dizisinin, muhtemelen Necip Fazıl'ın rötuşundan geçtiğini ileri sürmüştük... Dahası, "Dedektif X Bir"in Necip Fazıl'ın sayısız nâmımüsteârından biri olduğu âşikâr ve cümlenin mâlûmudur. Nitekim, o, bu imzâyle, sâdece mezkûr makâleyi yazmış da değildir; o devredeki Büyük Doğu nüshalarının hepsinde, bu imzâyle, 3. sayfada başlıyan ve muhtelif mevzûlar işliyen makâleler mündericdir... (Yukarıda, onun, aynı nâmımüsteâr ile Yalman aleyhinde,