Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (119)

"Türk askerini düşmana karşı korumak için aşîretlerimizden bir ferd kalmayıncıya kadar çarpışmıya hazırız!" "Zîrâ Miskal Paşa, bu vazıyet karşısında sevk-i hamiyetle Cemâl Paşa Hazretlerine mürâcaat etmiş ve bütün aşâirinden bir ferd kalmayıncıya kadar arz-ı hizmete hazır olduğunu bildirmiş idi. Aynı zamanda Kerek ve havâlîsinde Urbânın Şeyhi ve Mücâhidîn Kumandanı olan Refifan Paşa da askere delâlet edeceğini vâd etmiş idi. "İttihâdcı zâlim ve hâin Bahriye Nâzırı Cemâl Paşa'yı pek geç istihlâf eden Mersinli Cemâl Paşa'nın hüsn-i tedbîr ve vatanperverlikleri ve ahâli-i mahalliyeyi Hükûmet lehine sevkeden siyâset-i âkılâneleri olmasa idi, o zaman bu felâketler kim bilir daha ne kadar acı olacak idi! "Tasavvvur buyurulsun: Oğlu, babası, âyânı, eşrâfı îdâm edilen İttihâdcı Cemâl Paşa tarafından îdâm ettirilen ve birçokları açlıktan öldürülen bir mıntıka ahâlisi, mahzâ, fakat pek geç tatbîk edilen müdebbirâne siyâsetler netîcesi sükût ediyor ve hattâ bâzıları Orduya muâvenet eyliyordu. "Yine bu hüsn-i tedbîrlerdendir ki on beş bin müsellâh ve cesûr kuvvete mâlik olan Cebel-i Dürz ahâlisi, -bir iki şerîr müstesnâ- askere tecâvüz değil, muâvenet ediyordu. "Hâsıl olan anlaşma üzerine, Şerîf Faysal dahi, bilâhare, ric'at etmekde olan Ordunun hatt-ı ric'atini kesmiş olduğu hâlde, ses çıkarmıyordu. "Bu sâyede, Kıtaât, Şam önlerine gelinciye kadar Urbân taarruzuna uğramadı." (Cevâd Rifat, "Sûriye Hezîmet-i Fecîası", Tasvîr-i Efkâr, 24-25 Teşrînisânî 1334, 2. ve 3. Tefrikalar; Bozkurt 2019: 84-85'ten naklen) "Arablar, kanlarının son damlasına kadar Osmanlı saflarında muhârebeye hazırdırlar!" Kezâ, yukarıda da naklettiğimiz vechiyle: "Ordumuzun Şam cihetinde ric'ati esnâsında, Mersinli Cemal Paşaya hürmeti olan bütün tanınmış Arab Beyleri ve Şeyhleri, emniyetimizi temin ediyorlar. Biz de karargâh süvarilerile emniyet tertibatı almamak suretile Arablara olan itimadımızı belirtmek ve kimseyi kuşkulandırmamak istiyoruz. "Geçtiğimiz Arab köylerinde misafir edilerek iaşemiz temin ediliyor. Miskal Paşadan, ordu kumandanına gelen bir mektup, bütün mânasile emniyet içinde bulunduğumuzu ve emredilirse kanlarının son damlasına kadar Arabların bizimle beraber harbe hazır olduklarını bildiriyor." (Cevat Rifat Atilhan, "Görünmeyen İnkılâp", Büyük Doğu, 15.12.1950, sayı 39, Tef. No 14, s. 10) "Bozgun başlayınca, Ordu Müftüsü Abdülkadir Müzgar, Kaymakam Aziz Bey, Emir Sait ve Emir Abdülkadir ile Şeyh-ül-Meşayih Miskal Paşa, Şeyh Sultan hep etrafa dağılmışlar, Urbanın Bedevîlerin bu vaziyetten istifade edip orduya bir fenalık yapmalarının önüne geçmişlerdi." (Cevat Rifat Atilhan, "Görünmeyen İnkılâp", Büyük Doğu, 8.12.1950, sayı 38, s. 10-11, Tef. No 12) Sahîh Arablar, "tasavvuru bile insana dehşet verecek fenâ hâdiselerden" bizi sıyânet ettiler Yüzbaşı Cevâd Rifat Bey, hakîkate muvâfık olarak, "Görünmeyen İnkılâb"ın bunlar gibi birkaç pasajında, sahîh Müslüman olan Arabların necâbet, vefâ ve fedâkârlığını tebârüz ettirmişti. O, 4. Ordu Kumandanı Ferîk Mersinli Cemâl Paşa'nın, 19 Eylûl 1918'deki İngiliz-Siyonist taarruzu henüz başlamadan, Şam'a