Yandaşlara ekmek çıkmadı

Dün "Cumhurbaşkanlığı Adaylığı Meselesi"ni yazmıştım. Ki Ekrem İmamoğlu memleketi Trabzon'da yaptığı açıklama ile komplocuların planını boşa çıkardı.Adaylığının söz konusu olmadığına vurgu yaparken iki yıl önce verilen sözü yerine getirdiğini ve partisini önceden bilgilendirdiğini belirtti. İmamoğlu'nun Karadeniz çıkarmasından ekmek bulamayanlar "namaza yaklaşma" kıssasında olduğu gibi. "Konuşma yapmak için Genel Başkandan izin almam." sözlerinden sinek kanadı misali yağ çıkarmaya çalışıyorlar. Demokrasilerde beyanda bulunurken herhangi bir makamdan izin alınmaz. Fakat Cumhurcular izinsiz konuşamaz. Değerli okuyucularımızın da dikkatinden kaçmamıştır. Cumhurun milletvekilleri ve parti yöneticilerinin televizyonlardaki tartışma programlarında göremezsiniz. Yerlerine "dublör" dediğimiz tornadan çıkmış aynı kişiler,troller ve sözde gazeteciler Erdoğan ve Bahçeli'yi savunup,muhalefete çamur atma görevlerinin itina ile yerine getirirler. Dahasını söyleyeyim, parlamentoda bulunan iktidarın milletvekilleri kürsüye çıkmadan önce yapacakları konuşma metnini grup başkan vekillerine onaylatmak zorundadır. Herhangi bir konuda basın toplantısı yapmaları lüzumsuz görülür. Kendilerine uzatılan mikrofonları geri çevirirler. Kameralardan uzak dururlar. Bırakınız ulusal medyayı seçildikleri şehrin yerel gazete ve televizyonlarına da konuşamazlar. Kaza ile bir kaç laf ederlerse "Kesin ihraç istemi" ile disiplin kuruluna sevk edilirler. Bazıları ihraç edilmeden istifa yolunu seçerken bile bağlılıklarını bildirmek zorunda kalır. Konuşmanın, fikir beyanının yasaklandığı yerden ne çıkar Diye sormayın. Sağcılık, dinzalık "Biat kültürü" ister. Düşünen, yorumlayan, sorgulayanlardan "Mürit" çıkmaz. Sözde "Dava adamı" olmaz. Neredeyse 25 yıldır televizyonlarda programlara katılırım. Yöneticilik, yapımcılık görevlerinde bulundum. AKP ve MHP milletvekilleri ve yöneticileri ile bir türlü canlı yayın yapamadım. Bir kaç defa telefon ile bağlanıp, sözde cevap haklarını kullanma adına alenen gerçekleri inkar edip, hakaret ettiler. Ama karşımıza 20 yıldır çıkamıyorlar. Bazıları ile geçmiş yıllardan oluşan hukukumuz vardır. "Parti disiplini veya prensip" adına katılamayacaklarını beyan ederken "Vaziyeti biliyorsun" kelimelerinin altındaki derinliği hissederiz. CHP, İYİ Parti ve diğer siyasi kuruluşların vekil ve yöneticileri ile binden fazla programa katıldım. Hiç birinde "Partiden izin alayım" sözünü duymadım. En fazla diğer katılımcıların isimlerini sorarlar. Bireysel sebepler yüzünden "O kişi ile aynı platformda olmam" derler. Çoğunda da haklıdırlar. Kiminin