Dinbazların istismarları...

"Dini oldukları için ahlaka ihtiyaç duymadığını zannedenler", Tanrı'nın dinini koruma adına nasıl ahlaksızlıklar yapıyor. Merhum Yaşar Nuri Öztürk'ün deyimi ile "Allah ile Aldatanlar" yüzünden insanlarımız dinden, imandan soğudular. Beş karış sakal bırakıp, pahalı, parlak sarıkları ve cübbeleri ile "Sözde şeyh"ler, utanmadan, arlanmadan, "Dinde akıl yoktur. Mantık yoktur. Teslimiyet vardır" fetvası vererek sadece "Biat" etmelerini tavsiye ediyor müritlerine. Aralarında bir tane meslek sahibi olana rastlamadım. Üşenmedik araştırdık. Hiç birinin vergi kaydı yok. Ne de olsa "Din ticareti" vergiden muaf. Din istismarı ile toplanan paraların tek satır kaydı yok. Mal beyanlarına rastlanılmıyor. Lafa gelince "Himmet ve hamiyet" ile geçiniyorlarmış. Nasıl geçim ise villalarda, son model araçlarda haremleri ile öbür dünyaya gitmeden cenneti yaşıyorlar. Kendi sapkınlıklarına kılıf bulmak için ayetten, hadisten, yalan nakillerden dem vurup ağdalı Arapça "dua"larla adeta "Hipnoz seansları" uygulayan şarlatanlara inanan ciddi bir kitlenin varlığı eğitim seviyemizin düştüğü çukuru da yansıtıyor. Ellerinde kimin icat ettiği belli olmayan "İmanmetre" ile, kimlerin ne kadar inançlı olduğuna dair hesaplar yapmaktan da geri durmuyor "Dinbaz"lar... Adı üzerinde "Dinbaz" Din üzerinden hile yapan. Sihirbaz, kumarbaz gibi... "Yedi yaşındaki çocuk ile evlenilebilir, üvey kızı ile nikah kıyabilir. Karısını dövebilir. O günahtır, bu günahtır" gibi salak saçma konuşmalarla cenneti yaşamış gibi "Huri"leri tasvir eder dururlar. Devletten maaş alır. Devletin kurucu değerlerinden nefret eder. Devleti soymak için her yolun mübah olduğunu vurgular. Yolsuzluk ve yoksulluktan bahsetmez. Aksine kılıf bulur, cevap verir. Teşvik eder yoksuzluğu. Hırsızlıktan, rüşvetten bahsedene de rastlayamazsınız dinbaz tayfasından. Kutsal kitaplara atıfta bulunduklarının yüzde doksanı da yalandır. Tipik propaganda yöntemi. "İçinde bir miktar doğru olanı en tehlikeli yalan"ı sakız gibi çiğnerler de yüzleri kızarmaz. "İstismar" suçu evrensel hukuktaki en önemli unsurlardan biridir. 1300 yıl önce "Magna Carta"da kayıt altına alınmıştır. Bizim yürürlükten