CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun dikkat çektiği uyuşturucu meselesinin gerçek anlamda memleketimizin "Beka sorunu" olduğu gerçeği ile yüzleşmeliyiz. "Narko" yeni bir icat değil. Yüzlerce yıllık geçmişi var. Asya ile Avrupa arasında "köprü olan Türkiye" senelerce geçiş ülkesi olmuştu. Geçiş ülkesi iken sosyete "kokain" çekiyor, garibanlar "Ot'tur günahı yoktur" anlayışı ile esrar içiyor, "Maraş Otu" çiğniyordu. Adale gevşetici ilaçlar bilinmezdi. Sonra "Sentetik"ler icat oldu... 3-5 TL ile başlayan "Kafa bulma ritüelleri" bir müddet sonra "müptezel" hale gelince "aranır" dahası "kaçınılmaz" hale dönüştü. Kimse kusura bakmasın! Hem kız babasıyım hem de oğlum var... Sayın Kılıçdaroğlu gibi endişeyi dibine kadar hissediyorum. Gazeteciliğin yanında önce insanız. Yakınlarımıza, okuyucularımıza telefonumuz açık. Türkiye'nin dört bir yanından aranıyoruz. Çoğunluk "Madde bağımlılarının tedavisi" ile ilgili... İçim acıyor. İntihara kalkışan, fiyatı yüzünden farklı arayışlara giren "Bağımlılar"la ilgili. Sağlık Bakanlığı'na ait "AMATEM" diye bir kuruluşumuz var. "Alkol ve Madde Bağımlıları ile Mücadele Merkezi", randevu almak mümkün değil. 2 hatta 3 yıl sonrasına gün veriliyor. Üşenmedim! Gittim! AMATEM'e... Yer yok. Aralarında eski milletvekili ve bakanların olduğu tanıdıklarım torpil ile yer bulduklarında umutlanıyor. 3-5 aylık rehabilitasyon tedavilerinin sonucu içler acısı; "Gelenlerin yüzde 80'i geri dönüyor"... Kısacası gönüllü olarak tedavi isteyenlerin yüzde 80'i o rezalet hayata yeniden dönüyor. Değerli dostlar; Yakın çevrenizi lütfen kontrol ediniz! Geçtiğimiz hafta sonu başkentimizin yakın ilçelerinden birindeki "Özel psikoloji ve AMATEM kliniğine" ziyaretçi olarak gittim. Gitmez olaydım. O günden bu yana uyuyamıyorum... Aralarında "Kumar, alkol ve madde bağımlıları" olan gençlerle karşılaştım. Eğitim seviyeleri yüksek gençlerin gözlerinde ışık yok. Mat bakıyorlar. Öyle ki Ankara'nın gayrimenkul zenginlerinin çocukları neredeyse 7 yıldır orada