Savaş bütün makyajları döküyor

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimine karşı ortaya çıkan tepkiler Avrupa'nın yüzündeki bütün makyajları sapır sapır döküyor. O makyajın altından uzun süredir sunulmaya çalışılandan çok farklı bir Avrupa çıkıyor ortaya. Rusya'nın bu savaşta yüzünden dökülen bir makyaj yok, çünkü Rusya zaten çirkinliğini fazla gizlemeye çalışmayan, olabildiğinde kaba bir devlet. Suriye'de milyonlarca insanın evini başına geçirirken, on binlerce insanı en vahşi şekilde katlederken yaptıklarını "basitçe çıkarlarının bir gereği" olarak görüyor ve bunu insanlara anlatmak için en ufak bir çaba içinde bulunmuyordu. Suriye'nin tarihi şehirlerinin bütün tarihi binaları yerle bir oldu, harabe oldu. Girdiği yeri kurutan en kaba haliyle Rusya bütün yaptıklarını basitçe ve sadece kendi çıkarlarıyla izah ediyor. Ölen insan mıdır, hayvan mıdır, yıkılan bina mıdır, dağ-taş mıdır, umurunda olduğuna dair en ufak bir kaygı hissetmedi, hissettirmedi. Aynı şeyi Libya'da da yaptı. Orada savunma şirketi Wagner eliyle gerçekleştirdiği operasyonlarla Libya halkına karşı savaşarak, Libya'ya ait olanı Libyalıların elinden alırken, gördüğü tek şey karşısında aynı işi biraz daha ikiyüzlü bir biçimde yapmaya çalışan rakipleri. Onlarla savaşırken, üzerinde savaştığı toprağın sakinlerinin, sahiplerinin hakkı-hukuku, canı-malı, onuru hiç kayda değer bir şey olmadı hiç. Duygusuz bir savaş makinası Rusya, bu konudahiçbir diyaloga da girmeye yanaşmıyor. Tek anladığı şey güç. Kendi gücü ile başkalarının gücü arasında mümkün oyunlara gelebilir ve geliyor da. Sovyetler Birliği onun içindeki imparatorluk arzusunu, istidadını belki başka bir kılığa soktu ama yok etmedi. Bugün Rusya'nın içindeki o imparatorluk geninin salt bir yakıştırma ve Batı'nın hikayesinden ibaret olmadığı biraz daha açığa çıktı. Fırsatını bulduğunda komşu ülkelere bakışı kurdun koyuna bakışı gibi. Ne yapıp edip yemenin yolunu arayan ve bulan biri gibi.ABD ve AVRUPA'NIN SİYASETİ RUSYA'NIN SALDIRGANLIĞINI AKLAR MIBütün bunlar Rusya'nın bu süreçteki gerçeğini ifade etse de karşısındaki Avrupa'yı ak ve pak kılmıyor bu gerçekler. Avrupa veya ABD'nin tahriklerinin, Rusya'ya karşı kışkırtıcı kehanet ve siyasetlerinin de Rusya'nın işgalci tepkisini haklılaştırmadığı gibi. Neticede Avrupa cenahından Ukrayna'ya yönelik Rus saldırısına karşı sergilenen tepkilerin döktüğü makyajların altından çıkan yüz çok çirkin, çok köhne ve çok cahilce ırkçı. Bir değil, iki değil, üç değil. Birçok televizyon kanalında birçok muhabirin veya yorumcunun Ukraynalı mültecileri niteleme biçimleri, bakış açısının sürç-ü lisandan çok öte, altındaki ırkçılığı bile görmeyen bir cehalet, bir lakaytlık, iliklerine kadar içselleşmiş bir ırk ayırımcılığını açığa vuruyor.Irkçılık öyle bir şey zaten. Yapanlar genellikle farkında bile olmazlar, ırkçı tavır ve davranışların nerelere kadar kök salmış olduğunu bilmezler. Sorulduğunda ırkçılığa sizden bizden daha fazla karşıdırlar. Çünkü bir kötülük olarak ırkçılığın bile referansı kendi konumları, kendi tutumlarıdır.Rusya'nın vahşiliği, insanlık dışı tutumları aslında Suriye'de Müslüman dünyanın zihinlerine acımasız çocuk, sivil katliamları ve gözünü kan bürümüş bir diktatöre verilen sürekli destekle kazındı. Tuhaf olan Avrupa'nın Rusya vahşetinin boyutlarını şimdi nispeten çok daha düşük profildeki olaylar vesilesiyle görebilmiş olması. Rus saldırılarından kaçarak güvenli bir liman arayan Ukraynalılara bütün Avrupa ülkelerinin kucak açması aslında olması gereken şey, belki göz yaşartıcı bir insanlıkla dayanışma örneği. Ama bu dayanışmayı sergilerken öne sürdüğü gerekçe insanlık