Cumhurbaşkanının kaçma ihtimalini hep çok sevdiler

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik hesapların kızıştığı bu günlerde yaptığı çıkış ne kadar cüretkâr bir çıkış olsa da bir o kadar kendi saygınlığını iyice zedeleyen, eteğindeki taşları da boşa sallayan tuhaf bir çıkış oldu. AK Parti tarafında haklı olarak çok büyük bir öfkeyle karşılandı.Nasıl karşılanmasın ki Ölümü görse üzerine üzerine gidip korkutacağını defalarca kanıtlamış Cumhurbaşkanına "kaçmaya hazırlanıyor" demenin ne akıl ne mantık ne de az buçuk gerçekçilik nosyonu açısından yenilir yutulur bir tarafı yok. Kendi taraftarlarının bile bu çıkışı ne kadar tuhaf karşılamış oldukları o kadar belli ki.15 Temmuz darbe gecesi savaş uçaklarının peşinde olduğu Erdoğan, hayatında kaçmak için onu zorlayabilecek veya ikna edebilecek en ağır tehdit altındayken bile ölümün üzerine gitmişken ona şimdi "kaçmak" isnat etmeye karşı cevap yetiştirmek bile insanı çileden çıkaran akla ziyan, küfür gibi bir laf. HASMINI SAVUNMAK DURUMUNDA BIRAKMAKAslında belki böyle bir seviye sergiledi diye AK Parti cenahının Kılıçdaroğlu'na teşekkür etmesi gerekiyor, çünkü eleştirilerindeki izan yoksunluğunu bu düzeye indirmiş birinin söylediği hiçbir şeye inanılmaz, güven olmaz. Bu saatten sonra AK Parti cenahının Kılçdaroğlu'nun hiçbir iddiasına, eleştirisine cevap vermesi bile gerekmez. Düşüncesi absürt olanın hiçbir lafı tevil de kaldırmaz. Tevil etmeye kalktığınızda kendinizi bir anda savunmada bulursunuz ki, muhtemelen Kılıçdaroğlu'nun umduğu en büyük fayda da bu olur. Saçma sapan ithamları patlak bir özgüvenle dillendirip karşı tarafı savunma durumuna sokmak. Yoksa iddia etiği şeyin içeriğine kendisinin dahi inanması herhalde mümkün değil, ama sinir uçlarına dokunarak konuşmayı, tahrik edici laflarından sonra karşı tarafı bir savunmaya sokmayı bir yerlerden öğrenmiş.FETÖ'NÜN OLAĞAN HEDEFLERİ: ENSAR VAKFI VE TÜRGEVEnsar Vakfı ve TÜRGEV, FETÖ'nün eskiden beri, eğitim, yurt, öğrenci faaliyetleri dolayısıyla olağan hedefleri aslında. Hele konu ABD'de bu iki kurumun birlikte yaptıkları bir işse, FETÖ'nün bu kurumlara nazar etmemesi mümkün olmaz. Her iki kurum gerek Türkiye içinde gerek yurtdışında yaptıkları faaliyetlerle FETÖ'nün yıllarca adeta bir tekele dönüştürdüğü, ama darbe sonrası kaçarak terketmek zorunda kaldığı bir alanda nöbet halinde insanların faaliyetleriyle kurumsallaşıyor.FETÖ'nün geçmişte de birçok rakip hayır kuruluşunu nasıl iğrenç propagandalarıyla itibarsızlaştırdığını hatırlamak lazım. FETÖ'NÜN İNTİKAM DOSYALARI KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞINDA DUMANBelli ki siyaset sathında yatırım yaptıkları Kılıçdaroğlu'nun eline kendi intikam dosyalarını vererek akıllarınca bir taşla kuş katliamını yapacaklarını düşünmüşler ama işin içinde intikam olunca akıl da baştan gidiyor işte. ABD'deki vakfa aktarıldığı söylenen kaynaklar tamamen şeffaf, kanunlara uygun ve hiçbiri hesap verilemez kaynaklar olmadığı gibi, devlet parası da değil. İnsanların bağışlarıyla yürütülen böyle bir faaliyete sadece saygı duyulur ve Kılıçdaroğlu sayesinde belki insanlar bu hayırlı faaliyetten haberdar oldular. Detayları bilindiğinde utanılacak, suçluluk duyulacak hiçbir tarafı olmayan, olabildiğince olağan böyle bir faaliyeti kriminalize etmeye kalkışması sadece Kılıçdaroğlu'na itibar kaybettirir. FETÖ'nün intikam dosyasını elinde sallamanın maliyeti, FETÖ'yü kılavuz etmenin sonucu neyse ona maruz kalmaktan kurtulamaz bu saatten sonra.KILAVUZU FETÖ OLANIN SÖZÜ, "KAÇMA" FANTEZİLERİNDEN ÇIKAMAZCumhurbaşkanının