Ölümü hatırlayan kimseye ne mutlu!

"Mümin, kabre konduğu zaman, dünyâda yapmış olduğu sâlih ameller, onu kuşatırlar."

İsmâil Sadeddîn Efendi İstanbul Şehremini'de Abdal Yakub Dede Tekkesinin son şeyhidir. 1825 yılında doğdu. Babası, Sünbül Sinân Efendi Türbedârı Şeyh Hamdullah Efendidir. Hocası ve kayınpederi olan Şeyh Mehmed Nasreddîn el-Kadirî'nin vefâtından sonra 1855 yılında Abdal Yakub Dede Tekkesinin meşihatına tayin edildi. Vefât ettiği 1910 yılına kadar bu görevi sürdürdü.

Bu mübarek zat buyurdu ki:

"Bu dünyâ kimseye kalmaz. Gönlünü, her şeyi yaratan Allahü teâlâya bağla. Sana bu kâfidir. Dünyâ mülküne güvenip bel bağlama. Çünkü bu dünyâda senin gibi birçokları yaşamış ve sonunda ölüp gitmiştir. Diyelim ki en sonunda ölüm vardır ve bu can ölüm yolunu tutacaktır. O hâlde ister taht üzerinde can vermişsin, ister toprak üzerinde ne fark eder"

"Allahü teâlânın anıldığı yere dağlar kadar günah ile girseler, çıktıkları zaman üzerlerinde zerre kadar bir günah kalmaz. (kul hakkı dışında)"

"Mümin, kabre konduğu zaman, dünyâda yapmış olduğu sâlih ameller, onu kuşatırlar."

"Bir kimsenin, ölümü çok hatırlaması, amellerinde kendisini gösterir."

"Bir saat, bir an, bir miktar ölümü hatırlayan kimseye ne mutlu."

"Yirmi dört saat olan gece ve gündüzde hiçbir an yoktur ki, Azrâil aleyhisselâm her ruh sâhibine uğrayarak, başında beklemesin. Eğer o kimsenin rûhunu almakla emrolunursa alır, emrolunmazsa gider."

"Dâvûd aleyhisselâm Allahü teâlânın azâbını hatırladığı zaman, mafsalları gevşer, tamamen kendisini salıverir, Allahü teâlânın rahmetini hatırlayınca, eski hâline dönerdi."