"Ey Rabbimiz! Bizim rûhlarımızı, cesedlerimize iade et! Senin yolunda tekrar şehîd olalım!.." Câbir bin Zeyd hazretleri Tâbiînden olup hadîs ve fıkıh âlimidir. Aslen Ummanlı olup, Basra'da yaşamıştır. Abdullah İbn-i Abbâs, Abdullah İbn-i Ömer, Abdullah İbn-i Amr, Abdullah İbn-i Zübeyr, İkrime (radıyallahü anhüm) gibi pekçok Sahâbîden hadîs-i şerîf dinledi. Vefâtına çok yakın, ölüm döşeğinde yatarken kendisine bir isteği, arzusu olup olmadığı sorulduğunda; Hasan-ı Basrî hazretlerini görmek istediğini söylemiştir. Hasan-ı Basrî geldiği zaman; "Ey kardeşlerim! İşte bu saatte ben sizden ayrılıyorum. Ya Cennet'e veya Cehennem'e gideceğim" dedi ve ondan mânevî yardım istedi.Şu hadis-i şerifleri nakletti: Ebû Saîd Hudrî (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûl-i ekrem efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Allahü teâlâ hazretleri Cennet ehline; (Ey ehl-i Cennet!) diye hitâb eder. Onlar da; (Lebbeyk, ey Rabbimiz!) diye arz-ı ta'zîmât ederler. Allahü teâlâ da; (Mazhar olduğunuz bu nimetlerden râzı mısınız) buyurur. Cennetlikler; (Nasıl râzı olmayalım ki, sen bize mahlûklarının içinden hiçbirine bahşetmediğin nimetleri verdin) derler. Cenâb-ı Hak; (Size bundan daha iyisini vereyim mi) buyurur. Onlar da; (Ey Rabbimiz! Bundan daha iyisi ne olabilir) diye memnuniyetlerini arz ederler. Bunun üzerine Allahü teâlâ; (Size Rıdvânımı inzal edeceğim ve bundan sonra da ebedî olarak size gazâb etmeyeceğim) buyurur."Abdullah İbni Mes'ûd (radıyallahü anhümâ) bildiriyor ki: Biz, Âl-i İmrân sûresinin 169. âyet-i kerîmesinden Resûlullah efendimize suâl etmiştik. Cevâbında buyurdular ki: "Onların (şehidlerin)