"Nasihati terk edenin dînine zarar gelir!.."

İlmiyle amel eden âlimlerle oturmak, kalblerin imârı ve bedenlerin gıdasıdır. Abdurrahmân bin Me'mûn Nişâbûrî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 426 (m. 1035) senesinde İran'da Nişâbûr'da doğdu. Birçok yeri dolaşarak ilim tahsil etti. Usûl, fıkıh, hılâf, ferâiz, kelâm ilimlerinde mütehassıs bir âlim olarak yetişti. Bağdad şehrindeki Nizâmiyye Medresesi fıkıh müderrisliğine tayin edildi. Bu vazîfede iken 478 (m. 1086) senesinde Bağdad'da vefât etti. Bu mübarek zat buyurdu ki: İlmiyle amel eden âlimlerle oturmak, kalblerin imârı ve bedenlerin gıdasıdır. Allahü teâlâ, Nisa sûresinin 3. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyurdu: "Allahü teâlânın emirlerine itaat ve yasaklarından kaçınmakta birbirinize yardım ediniz. Amma, küfür ve zulme veya masiyete (günaha) ve bid'ate yardım etmeyiniz." Asr sûresinin 3. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Birbirlerine hakkı (i'tikâd ve amelden inkârı caiz olmayan şeyleri) tavsiye edenler ve sabrı (farzların edasına, emirlerin yapılmasına devam etmeyi) tavsiye edenler, ziyanda değildirler" buyuruldu. Sahih bir hadîs-i şerîfte; "Din nasihattir. İhlâslı olmaktır" buyuruldu. Eshâb-ı Kirâm; "Kime karşı yâ Resûlallah" diye suâl edince; "Allaha, Kitabına, Resûlüne, Müslümanların imamlarına ve umûmuna" buyurdu. Dînin lüzumlu şeylerinden biri nasihat olduğuna göre, nasihati terk eden kimsenin dînine zarar gelir. Nasihat ve vaaz, âlimlere de, âlim olmayanlara da şâmildir. Nitekim, Zâriyât sûresinin 55. âyet-i kerîmesinde meâlen;