"Çocuğunun ismini ne koydun.."

Şeyh Abdülhamîd Nûbânî ona: "Senin bir oğlun olacak. İsmini babanın adı olan Hasan koy!" Abdülhamîd Nûbânî hazretleri son devir Osmanlı velilerindendir. Kudüs'te doğdu. 20. yüzyıl başlarında Beyrut'ta vefat etti. Yûsuf Nebhânî hazretleri 1887 senesinde Beyrut'ta Cezâ Mahkemesi reisi iken onunla görüştüğünü, kendisi ile birçok kimsenin onun velîliğine inandığını bildirmektedir. Bizzat onun kerâmetlerine şâhit olmuştur. Aşağıdaki menkıbelerin hepsini Yûsuf Nebhânî hazretleri anlatmıştır: Bir gün Abdülhamîd Nûbânî yanıma geldi. Onu akşam yemeğine dâvet ettim o da kabul etti. O gün eve asma yaprağı, kabak ve bezelye almıştım. Fakat buna rağmen arzusunu öğrenmek için; "Ne isterseniz o yemekleri hazırlarız" dedim. Bunun üzerine; "Asma yaprağı olsun" dedi. "Başka" dedim, "Kabak" dedi. "Başka ne olsun" dedim. "Bezelye" dedi. Hâlbuki bunları aldığımı kimseden öğrenmemişti... Bir kere yine yanıma gelmişti. Biraz oturduktan sonra; "Sen şimdi meşgulsün. Falancaya, falancaya hediye göndereceksin" dedi ve çıkmak üzere kalktı. Fakat onu tekrar oturtup ikramda bulundum. Hakikaten İstanbul'da sevdiğim bâzı kimselere göndermek için hediye hazırlamıştım... Bir kere de onunla berâberdim. Akrabam ve mahkememizin başkâtibi olan Muhammed Ali Efendi yanımıza geldi. Hanımı doğum yapacaktı. Şeyh Abdülhamîd Nûbânî ona; "Senin bir oğlun olacak. İsmini babanın adı olan Hasan koy!" dedi. Bir iki gün sonra Şeyh Ali ile beraber Muhammed Ali Efendi ile karşılaştık. Ona; "Doğum oldu mu" diye sorduk. "Evet bir erkek çocuğumuz dünyâya geldi" dedi. Şeyh