Anne baba olunca anlıyor insan...

"Annem balkonda bekliyordu. Kadıncağız aracı görünce ayağa fırladı. Ellerini ağzına götürdü..." 12 Eylül'de koşuyordum, minibüs gelmiyordu, arabalar almıyorlardı. "Olmadı benzin istasyonuna girer sabahı beklerim" diyordum. Minibüs caddesinde Ziverbey'den aşağıya koşuyordum..."Telefon edemezsem" diye düşünüyordum, "perişan olurlar."Arkadaşlarımdan ayrılamamıştım bir türlü, ah ben ne yaptım böyle!.. Çılgın gibi uçarcasına koşuyordum. Yollarda kimse kalmamıştı. Salı pazarının içinden geçip Hasırcı başına çıkıyordum ki o sesi duymuştum."- Dur lan..." dedi bozuk bir şiveyle...İki asker tüfeklerini bana doğrultmuş, "eller havada yaklaş!" diye bağırıyorlardı.Sorgu sual başlamıştı. "Kesin suratıma dipçik vuracaklar" diye geçirdim içimden. Üstümü aradılar, kimliğime baktılar."Nereye gidiyorsun bu saatte" dedi arkamdan biri,Dönüp baktım genç bir asteğmen."Eve" dedim, "geç kaldım vasıta bulamadım, eve koşuyorum."-Çok geç kalmışsın ama saat 12.30. Sokağa çıkma yasağını bilmiyor musun Nerede evin-Çok yakın, iki sokak yukarıda, diye cevapladım.Askerlere döndü,-Cip gelsin, diye emretti.Çok geçmeden askerî cip geldi. İçine sığıştığım araç Halil Ethem Sokağı dönüp evin önünde durduğunda annem balkonda bekliyordu. Kadıncağız aracı görünce ayağa fırladı. Ellerini ağzına götürdü,"- Amannn İlhami" diye bağırdı... Babam bir eli alnında