Ümit Zileli

Korkusuz

Karanlık bir strateji!

"Ben yazmıştım" demekten inanın hiç hoşlanmam... Ama yazmıştım, ne yazık ki! Mesela Can Atalay'ı bırakmamak, milletvekilliğini düşürmek için her yolu kullanacaklarını yazmıştım... Tam da öyle oldu; tam iki kez Atalay hakkında "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi, ikisinde de önce yerel mahkeme, ardından da Yargıtay 3. Ceza İdaresi tarafından

?Kimsesizlerin kimsesi saray rejiminin yarattığı şaheser!

2015'te gelir dağılımından aldıkları pay yüzde 6.1 idi... En altta yer alan, deyim yerindeyse "canı çıkan" yüzde 20'lik yurttaş kesiminden söz ediyorum! Zamanın adam gibi gazeteleri, TV'leri, uzman ekonomistler bu oranı "kepazelik" olarak nitelemiş, gelir dağılımının zavallılığını haykırmıştı... Ülkenin yüzde 60'lık kesiminin aldığı pay yüzde 46'yı

Barış yalanlarıyla katledilen insanlık!

Dünya, 21. Yüzyıl'ın daha ilk çeyreği dolmadan yine büyük bir ekonomik kaosun ve ona bağlı derin bir siyasi krizin içinde debeleniyor! Dikkat edin lütfen, yine en çok kullanılan sözcük "barış!" Birleşmiş Milletler'de, İsrail soykırımında Avrupa Birliği'nin "önemli" toplantılarında, büyük devletlerin ikili, üçlü görüşmelerinde en başta gelen, diller

Bir Mahur Beste...

Çocukluk arkadaşımla, uzayan bir gecenin sarmalında geçmişten bugüne yaşanmışlıkları, öfkeleri, hüzünleri, pişmanlıkları konuşuyorduk... Dertleşme daha doğru bir sözcüktü galiba... Fonda o güzelim "Bir Mahur Beste" çalıyordu... Sacit birden "bu şarkının hikayesini biliyor musun" diye sordu... "Büyük şair Attila İlhan'ın şiiri işte, Ahmet Kaya da şa

Halkın refahı öyle arttı ki kırmızı ete veda etti!

Geçtiğimiz günlerde her zaman olduğu gibi yine et ithalatı tartışması patladı... Gerçeği bir türlü göremeyen, anlayamayan iktidar, 600-700 liraları dahi gören et fiyatlarını aşağı çekmek için et ithalatına soyunacağını ilan etti yine! Aklıma yıllar önce AKP'li Cumhurbaşkanı'nın Meclis gurubunda yaptığı konuşma geldi. Kırmızı etin niçin pahalı olduğ

Vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu üzerinden 31 yıl geçti!

Tarihimizin en büyük, en yürekli en etkili yazarlarının başında geliyordu... Değerli kardeşim Mustafa Balbay'ın deyişiyle "gözünü budaktan, sözünü dudaktan" sakınmayan, ilkelerinden asla taviz vermeyen bir Kemalist devrimciydi... 24 Ocak 1993'te, evinin önünde, eşinin ve çocuklarının önünde arabasına konulan bomba düzeneği ile katledildi... Ankara'

İstanbula ihanet eden kafa!

Gerçeği kendileri itiraf etmişlerdi zaten... Yıllar önce, 2017'de AKP'li Cumhurbaşkanı kelimesi kelimesine şöyle konuşmuştu: -Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilm

Mertçe siyasi cinayet işlemek!

İYİ Parti lideri Meral Akşener geçen gün Sivas'taydı... Yerel seçim çalışmaları için partilileriyle buluşan Meral hanım, Sinan Ateş cinayetinden söz ederek bu alçakça cinayetin iki torbacı tarafından işlendiğinin altını çizdi ve Ateş'in kızının annesi Ayşe Ateş'e "Anne gözümün önünden ayrılma, ya seni de babam gibi vururlarsa" dediğini hatırlattı.

Celladına aşık olan insanlık!

Fransa utanıyor! 2. Dünya Savaşı'nda Alman Nazilerinin işgal ve tecavüzünü en ağır şekilde yaşayan Fransızlar, bir faşiste oy vermenin derin şokuyla ve de üzerinde "utanıyorum" yazılı tişörtlerle sokağa dökülüyor... - Fransa ile birlikte ben de utanıyorum!.. Tıpkı, faşist Jörg Haider'i yüzde 27 oy oranıyla iktidara getiren Avusturya ile birlikte ut

Bıçağın sırtında bir ülke!

1990'lı yılların ikinci yarısıydı... Çok çalkantılı bir dönemdi... Tıpkı bugün olduğu gibi Atatürk, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet, Sevr, Lozan kıyasıya tartışılıyor, kara cehalet olanca hışmıyla yalan, dolan üretiyordu! Liberal etiketli tayfanın gericilere verdiği engin desteği de hatırlatmalıyım bu arada; el ele yaratmaya çalıştıkları "özel tarih",